Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Bugünlerde çok rağbetteyim, onlarca kurum, üniversite ve vakıftan konuşma teklifi geliyor. Minnettarım tabii ki, FÖŞ hayranlarının kıymetini bilir, hepsinin önünde hörmetle eğilirim. Ama çok ironiktir, bahsettiğim kurum ve kuruluşların mütevelli heyetinde para babaları – ağaları oturur, öğrencilerinden senede 50 bin kayme okul ücreti alırlar, şampanyalı galalar düzenlerler vs, de bir tanesi de davet ederken sormaz: “Ya moruk be, sen 7 kedi besliyorsun, nasıl ödüyorsun bunların mamasını, aşısını, kumunu? Al sana iki kuruş da bizden”. Ya da “Ufak bir hediye paketi yaptık, Jack, uzun Parliament sigara, kaşar, domates”. Yok, sanki ben orta malıyım. Gel konuş, benim şanım yürüsün, sen eve boş mideyle dön. El şemsiyesiyle hayır yapmak kolay tabii, FÖŞ’ün prensibi her zaman “cotton hands to the pocket” olmuştur.
Bir şey daha var canımı sıkan “FÖŞ Bey, aman gerçekleri söyleyin, ama moral bozmayın”. Yahu, hiç mi yazdıklarımı okumadınız, bir tane mi YouTube videomu seyretmediniz? Adımı Grinder’dan mı buldunuz, Craig’s List’ten mi? Beni keyifli şeyler söyletmee için çağırmak, çocukların doğum günü partisine cenaze levazımatçısı çağırmaya benzer, sırıtır.