Tarihin eÅŸiÄŸinde duruyoruz.
Ve bu geleceğin fevkalade bulanık olduğu bu noktada tek bir tahmin yapmak çok kolay, o da gelecek sene bu günlerde IŞİD’in Irak’tan temizleneceği, Suriye’deki varlığının ise Doğu’da çöllerle sınırlanacağı. 21ci Yüzyılın en azılı terör çetesinin siyasi varlığını yitirmesi hiç kuşkusuz bölge insanları için büyük bir müjde. Ama IŞİD’in boşaltacağı coğrafyaya hakim olma çabası Müslüman Dünyası’nda Avrupa’nın 30 Yıl Savaşları’na benzer bir karmaşa yaratabilir. Ankara bu sonucu doğru okuyor, ama NİYE bu noktaya geldiğimizi yanlış tahlil ediyor ve çıkarlarımız korumak için atmayı planladığı adımlar da çok riskli. Artık Orta Doğu’dan uzak durmak Türkiye için pratik bir alternatif değil, ama angajmanımızı rasyonel sınırlarda tutmak hala mümkün.
Öncelikle, Türkiye’de politik yelpazenin her cenahında son derece popüler olan kuşkulara karşın, IŞİD’i ABD,Batı’lı karanlık güçler veya Türkiye’yi boğmak isteyen Üst Akıl yaratmadı. Bunu iddia etmek bölge insanının kötü yönetim ve dini siyasete alet eden ruhban sınıfından çektiği eziyeti küçümsemek, tarihe emperyalist ve Şarkçı bir pencereden bakmak olur. IŞİD, İslam Dünyası’nın çarpık dinamikleri, insanının geri kalmışlığı ve politik olarak dışlanmışlığının ürettiği kızgınlığın bir ürünü. Bugün IŞİD’i altetsek, yarın yerine başka bir örgüt çıkar. Çünkü, temel sorunu çözemiyoruz.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)