Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Demin TV’de Belediye Başkanı Fatma Şahin’in GastroAntep projesini dinleyip Türk siyasetçisi ve girişimcisi ile gurur duydum. Ama sizi ve daha önemlisi kendimi “Türkiye’de güzel şeyler oluyor” diye kandırıp devekuşluğu yapamam, çünkü çoğunlukla kötü şeyler oluyor. Yine demin bir yabancı basın mensubu ile konuşuyorum, önde gelen inşaatçılardan biri “kamuda para bitti, mega-projelere tek bir çivi bile çakılmıyor” demiş, ama isminin kullanılmamasını istememiş. Çünkü AKP arpayı kesecek diye korkmuş. Bu korku yüzünden yutkunup gözümüzün önünde, gün ışığında cereyan eden hıyarlıkları eleştiremiyoruz. Akademi, basın, düşünürler sustu. Göz göre göre felakete gidiyoruz. Ben elimden geldiğince sizi uyarmaya devam edeceğim, pis bir iş de olsa birileri yapmak zorunda.
Yaşadığımız günleri “beyhude tedbir” dönemi olarak niteledim. Hükümet yangının bacayı sardığının farkına vardı, başı kesik tavuklar gibi çare arıyor. Döviz mevduata vergi koyuyor, KOBİ’lere can suyu kredisi verdirtiyor, ihracat gelirlerini eve getirin diye emir veriyor, zam fırsatçılarına baskınlar düzenliyor, kimi kaynaklara göre yurtdışına döviz gönderenden hesap soruyor. Bunlar hiç bir halta yaramadığı gibi vatandaşın sistem ve serbest piyasa ekonomisine güvenini iyice erozyona uğratarak “acı sonu” yakınlaştırır. Tek bir çözüm var, o da ABD’yle barışmak ve ortodox bir istikrar ve reform programı uygulamaktan geçer.