Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Savaşlar tank, top, tüfek kadar propagandayla kazanılır. Düşmanın moralini öylesine bozacaksın ki, savaşacak gücü kalmayacak. Ya da kendi halkını öyle bir motive edeceksin ki, düşmanı Şeytan belleyip yallah-billah saldıracak. Çok sevdiğim kripto-partim AKP savaş olayına her zamanki hümanizm ve pozitivizmiyle yaklaşıp, ekonomik sıkıntılarımızı Hain Gavur’un bize komplosu olarak takdim etti. Ekim’de de bu kirli savaşı kazandığını müjdeledi.
Kimdi düşman, niye saldırdı, nasıl yendik, bunlar hiç açığa çıkmadı, ama osssun.. Dolar/TL düşüyordu ya, gerisine Odin kerim. Uzun zamandır tekleyen AKP’nin eşsiz propaganda makinası yeniden form tutmuş, yalnız halkı değil, külyutmazlığıyla bilinen işdünyasını da efsunlamıştı. Kasım’da tüketici güveni, Reel Sektör Güven Endeksi, Hizmet ve Ticaret Güven Endeksleri yükselişe geçiyor [İnşaat yine düştü, ama onu AKP değil Odin bile kurtaramaz], vatan-millet hep bir ağızdan “en kötüsü geride kaldı” diye çığkırarak Kara Cuma’da alışveriş merkezlerini dolduruyorduk.