Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Başkanımız RTE seçim manifestosunu açıklıyor:
“Milli olmak, faize giden parayı yatırımlar ve sosyal yardımlar yoluyla millete aktarmak demektir.”
“Yerli olmak Türkiye’yi 5 cente muhtaç halde IMF kapısında bekletmemek, savunma sanayinde dışa bağımlı olmamak demektir.”
“Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü, daha güçlü bir şekilde hukuk devletinin güvencesi altında olacak.”
“Ahdim olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak.”
“Yerli otomobil ve savunma sanayii alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek.”
“Ahdim olsun ki faizler, enflasyon ve cari açık düşecek.”
“El birliğiyle Türkiye ekonomisini büyütecek ve dünyaya markalar sunacak küresel bir güç haline getireceğiz.”
Ne zaman Abi? 16 yıl yetmedi mi? Ne oldu Vizyon 2023: “İktidar partisi, üçüncü genel seçimine giderken, milli geliri 2015’de 1 trilyon dolara, 2023’de de 2 trilyon dolara çıkartmayı hedefliyor. Basit bir hesapla, bunun için her sene 2023’e kadar yüzde 8,48’lik bir büyüme gerektiği ortaya çıkıyor. Yani büyüme hızımızı, son 30 yıldaki yüzde 4’lük ortalamanın tam iki katına çıkaracağımızı öngörüyor beyanname”.
N’olur bana anlatsana, nasıl hem faiz, hem enflasyon, hem de cari açık düşecek? Bak Mahfi Eğilmez Üstadım ne yazıyor, okusana:
“Geçmiş verilere bakıldığında Türkiye’nin ikiz açıkları yüzde 2 – 3 düzeyinde tutarak elde edebileceği büyüme oranı yüzde 5’in altında, kabaca yüzde 3,5 dolayında görünüyor.