Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, krizlerin bile doğru dürüst tadını çıkartamaz olduk birader.
Hanife’nin Umre’den gönderdiği acı dolu mektubun kalbimde açtığı derin yaralar kapanmadan CHP’nin kendi kıçını tekmelemekte gösterdiği fevkalade akrobatik beceriyi seyretmeye daldım. Hani AKP hep Üst Akıl’dan korkuyor ya, CHP’de bir Alt Akıl var, maazallah, dış düşmana hiç ihtiyacı yok. Daha o kavgada silahlar çekilmeden, Trump PKK, pardon, YPG’yi silahlandırmaya karar verdi. Daha doğrusu, çoktan silahlandırıyordu da, resmen ilan etmeye karar verdi. Hem de Erdoğan ziyaretinden birkaç gün önce. Döver misin, yatsıya mı bırakırsın? Hanginiz bu herif Hillary’den daha iyi gelecek bize demişti? Çıksın bakiyim ortaya? Bir de FBI müsteşarını kovdu lavuk, seçim kampanyası esnasında Rusya’dan destek aldığı ortaya çıkmasın diye, tam bir Watergate vallahi.
O kadar çok yazacak şey var ki, tam bir yazar felci yaşıyorum. Beynimde alkol ve keyif verici madde bağımlılığına kahramanca direnen bir avuç veteran nöron her birlikte fayrap yaptığı için dost ateşiyle vurulup elimi-kolumu istemsizce oynatıyorlar. Ama sonunda amigdala devreye girerek bana en büyük korkumu yazmamı emretti: Çin.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)