Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Can sıkıntısından kedilerime Fransızca öğretiyorum. Hakkaten, benim gibi haberi daha pişmeden koklayıp aç piranha gibi derisine yapışan eski kulağı kesik bir muhabir için gündem o kadar cılız ki, Pazar günü geçmek bilmiyor. Semtim olan Semerburgaz’da yürüyüşe çıkmak da keyifsiz oldu artık, dükkanların yarısı kapalı, yarısı tadilatta, yarısı da satılık. Ne hale düştük ya, ABD, Rusya, Alaman’ya “Ey…..” diye meydan okuyan bu Yüce Millet, soğan tacirleri ve süpermarkerketlere savaş açacak kadar düştü. İşte, eşsiz zekan ve bütün Musevi-finans lobisini korkutan gücünle tüm düşmanlarını yenersen, sonun bu olur. Sonunda tüy sikletle maça çıkarsın.
En kolay yendiğimiz düşman da, şu konkordato ilan eden, borcuna sadık olmayan kancık, fırsatçı tacir zümresi oldu. Artık konkordato ilan etmek hem FETÖ’cü olmak kadar ayıp, hem de Fiat Aegea’da vites değiştirmek kadar zor. Rivayet odur ki, bu ülkenin siperde savaşan gerçek kahramanları bankalar yeni bir intihar müfrezesi oluşturup, şirket şirket dolaşıyor, bu hainler çetesini konkordatodan vazgeçirip kredi yapılandırmaya ikna ediyormuş. 22 şirket “konk”dan çıkmış, 100 tanesi de töbekar olmuş.
İşte burada yazmayı bırakıp, bir kaşık küp şekeri bardağın üstüne koyup döktüm Absinth üzerine. Herkes evinde rakı üretir, ben de Absinth, Cehenneme gideceksen, klasınla git demiş Yoki.