Atilla Yeşilada’nın bugünkü yazısı
Kadere inanmam, ama şansa inanırım. Evrenin sonuz olmadığını öğrendik de, insanın salaklığının sınırlarını daha keşfedemedik. “Tanrı böyle istemiş“ sözünü küfr sayarım, çünkü Yaradan’ın salak, üçkağıtçı ve açgözlüleri korumak gibi bir taahhütü yoktur.
Gelecek taşa kazılmamıştır, insanların salaklığı, rastlantı ve başlangıç koşulları (geçmiş) biraraya gelerek her an yeniden yazar onu. Bu yüzden geleceği okumak çok zordur. Hatta, bu iş bir “Salakların Altın Elması’dır”, beceremeyeceğinizi bile bile yaparsınız işte. Devri daim makinası icat etmek gibi bir şeydir, sonu yok, başarı şansı sıfır, ticari potansiyeli çok zayıf. Ama bazen bir an gelir, çoklu evrenler içinde bir tanesi dağdan münbit ovaya bakmak gibi billurlaşır ruh gözünün önünde. İşte onlardan birini yaşıyorum, ve “çeşme kurudu” diyorum. Politik sıkıntılarımızı gidersek dahi, 2020 yılına kadar sürecek bir stagflasyona girdik. Eğer siyasette hatalar devam ederse, 2001 benzeri bir bankacılık ve ödemeler dengesi krizi akabinde 2-3 yıl sürecek rehabilitasyon dönemini de yaşayabiliriz. Ama inanın veya inanmayın ben AKP’nin nihilist olduğuna inanmıyorum. Bir iki ay içinde kafayı bu hayallerle dolu elma fıçısından çıkartacaklar.