Dünya ekonomisinde sorunların ağırlaÅŸtığı ve dengesizliklerin büyüdüğü gerçeÄŸini görmezden gelip, beklentileri yönlendirerek günü kurtarmak artık mümkün olamıyor. GüvensizliÄŸin ve riskten kaçınma eÄŸiliminin etki alanını geniÅŸletmesi, istikrarsızlığın büyümesi önlenemiyor. Sürdürülebilir olmayan eÄŸilimlerde ısrar etmenin dayanılmaz ağırlığı insanlığın kimyasını deiÅŸtiriyor. On yıllar boyu, yönlendirilen büyük çoÄŸunluÄŸun yaÅŸam koÅŸullarındaki olumsuzlaÅŸmanın etkisi gecikmeli olarak taksitler halinde önümüze geldikçe, sarsıntılarla birlikte ortaya çıkan tepkiler büyüyor. Çok uzun bir süredir devam eden aşırı gevÅŸek para politikası uygulamalarının, gizleyerek büyümesine izin verdiÄŸi sorunlar kaotik bir ortam yaratıyor. Her gelen yılın gideni aratması, son aÅŸamada etkili ve yetkili kesimleri de çaresizleÅŸtiriyor. Çok bilidÄŸini ve kendilerinin herkesten üstün olduÄŸunu sananların büyük hataları kırılganlığı artırmaya devam ediyor. Yıkmanın kolay, yeni bir düzen kurmanın ise çok zor ve sancılı olduÄŸu gerçeÄŸi yaÅŸanmayı bekliyor…
Son haftalarda finansal piyasa cephesinde yaÅŸanan olumsuzlukları tek bir sebebe baÄŸlamak veya etkenlerden birini ön plana çıkararak gerçekçi olamıyor. Kredi deÄŸerlendirme ÅŸirketlerinin fazla mesai yaparak notları kırmaya baÅŸlaması tepkiseldir ve kaosun sebebi deÄŸildir. Euro Bölgesi’nde mali entegrasyona gidilmesi veya Avrupa Merkez Bankası’nın kesenin aÄŸzını açması sorunları çözecek yaklaşım olamaz; sadece kısa vadeli bir ateÅŸken oluÅŸmasını saÄŸlayarak birilerine kendilerini kurtarmaları açısından fırsat sunabilir, ekonomik daralma yönündeki ana eÄŸilimi kalıcı olarak terse çeviremez. Bölgede yaratılan katma deÄŸer küçüldüğü, rekabet gücü azaldığı ve yeni bir uzmanlaÅŸma yaratılamadığı sürece ne yapılır ise yapılsın yaÅŸam koÅŸullarının ağırlaÅŸması ve istikrarsızlığın büyümesi kaçınılmazdır. Yüksek düzeyli standartlara dayalı demokrasi AB’nin bu açmaza düşmesini önleyememiÅŸtir. Kuzey Afrika ve OrtadoÄŸu’daki sıkıntıların da ilacı olamayacaktır. Varlık deÄŸerlerindeki balonlaÅŸma tehlikelidir, fakat buÄŸdayının görünen kısmıdır, esas istikrarsızlık yaratan balonlaÅŸma yoksulluk sınırının altında yoÄŸunlaÅŸma eÄŸilimidir ve bu kesimlerin tepkisel bir tavırla politize olması küreselleÅŸme denilen kuralsızlığın öngörülebilen en önemli sonucu niteliÄŸindedir. Gerek parasal geniÅŸleme, gerekse mali sıkılaÅŸma yönündeki eÄŸilimler yoksullaÅŸma eÄŸilimini güçlendirerek istikrarsızlığı beslemektedir. Bu nedenle beklentileri yönlendirerek günü kurtarma çabaları artık sonuçsuz kalmakta, güven bunalımı derinleÅŸir iken riskten kaçınma eÄŸilimi güçlenmektedir.
Rekabet gücü kaybına baÄŸlı olarak gerek bireysel, gerekse kurumsal bazda yaÅŸanan gelir azalması hem ödemeler sistemini, hem de kamu kesimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Parasal geniÅŸleme yarattığı enflasyon baskısı ile mali sıkılaÅŸtırma ise gelir azalması yolu ile ekonomik daralmayı güçlendirecek niteliktedir. Bu koÅŸullarda ne özel sektörün, ne de kamu kesimi ve mali sektörün durumunun kademeli olarak daha kötüye gitmesi engellenemez. Sadece belli bir süre içni eksik veya yanlış bilgilendirmeye baÄŸlı yönlendirme ile kalıcı olamayacağı bilinen kısa vadeli bir illuzyon yaratılabilir. Her kesimin diÄŸerlerinden beklediÄŸi anlayışa bağımlı tasarımlarda evdeki hesaplar çarşıya uymaz, uyamaz… Dünya ekonomisi uzun vadeli bir daralma dönemine girmiÅŸtir ve gerçeklerle yüzleÅŸme zamanı gelmiÅŸ gibi görünmektedir. GeniÅŸ kesimlerin beklentilerini kitle iletiÅŸim araçları yolu ile yönlendirerek günü kurtarmak eÄŸilimi geride kalmıştır ve güven bunalımının geniÅŸlemesi tesadüf ya da beceriksizlik deÄŸildir.
Mısır’da son bir yıl içinde yaÅŸananlar ilginçtir; insanların tepkisi ağırlaÅŸan yaÅŸam koÅŸullarınadır, yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸi veya demokratik yönelim bu sıkıntıyı deÄŸil gidermek ağırlaÅŸmasını önleyememektedir. Birilerinni kendi hesaplarına duruma daha farklı göstererek yönlendirmeye çalışması mevcut koÅŸullarda normal sayılabilir, fakat istikrarı geri getiremeyecektir. Büyük ve sancılı bir dönüşüm yaÅŸanmaktadır, ne geliÅŸmeleri yönlendirenler ne de tepkisel tavır sergileyen geniÅŸ kitleler temel gerçeklerin pek farkında deÄŸildir. Orada küresel olumsuzluklar pek dikkate alınmaz iken Türkiye’de ise tam aksine abartılmakta ve iç sorunlar büyük ölçüde ihmal edilmektedir. Bu ve benzeri duygusallıklar gelecekte sıkıntı yaratacak hataların yapılmasını kolaylaÅŸtırmaktadır.
1995 yıl sonrasında ekonomiler ile finansal piyasalarının yönünün ayrışması, geliÅŸmelere yönlendirenlerin çıkarları ve onların gözü ile bakılması, sorunları küçük iken çözmek yerine kısa vadede günün kurtarılmasına odaklanılması gibi unsurlar bugünkü kaotik ortamın temel sebeplerinden bazıları olarak dikkat çekmektedir. Son yıllarda ise ekonomilerde aÅŸağı olan fakat farklı gösterilen yönün deÄŸiÅŸmediÄŸi anlaşıldıkça finansal piyasalara olan güvensizlik büyümüş, gerçekler açığa çıkmaya baÅŸlamıştır. Gerçeklerin hazmedilebilri olmayışı, güvensizliÄŸi ve çözülmeyi getirmiÅŸ, istikrarsızlık dalga dalga büyümeye baÅŸlamıştır. Kısa bir süre içinde bir mucize olması ve süratle her ÅŸeyin düzelmesi olası deÄŸildir. Ne ektiysek onu biçeceÄŸiz ve her ÅŸey deÄŸiÅŸecek… Hiçbir ÅŸey eskisi gibi olamayacak… Burada ifade etmeye çalıştıklarımız ekonomi ve finansal piyasa cephesindeki görünen ve görünmeyen rakamların arka planı niteliÄŸindedir.