Türkiye’de iktidarın vazgeçilmez tutkusu haline geldi 2B… Özellikle maddi bakımdan sıkışılan her dönemde ısrarla gündeme konulan, reddedilmesine rağmen, her fırsatta yeniden hayata geçirilmeye çalışılan bir ucubeden bahsediyoruz.
Ankara’dan aldığımız duyumlar, bilhassa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yine bir başka tartışmalı rantsal dönüşüm konusu olan Afet Yasa Tasarısı’na ilaveten, bugünlerde 2B’den başka bir şeyin konuşulmadığı yönünde…
Zaten ilgili bakanlar da, zaman zaman Başbakan da bu konunun mutlaka hayata geçeceğinin altını çiziyorlar. Meselenin en aldatıcı yanı ise Türkiye genelinde yüzde 5’lik bir alan 2B kapsamına girerken, tüm ormanları bu çerçevenin içine sokuyorlar. Yani yüzde 5’i gösterip, bozulmamış yüzde 95’i talana açmak istiyorlar.
Peki iktidar bu meseleyi tekrar gündeme getirebilir mi? Normal bir hukuk devletinde getirmemesi gerekir. Fakat geleceğini hepimiz biliyoruz. Peki neye güveniyor olabilirler? Anayasa Mahkemesi’nin yapısına…
İşte şimdi Anayasa Mahkemesi değişen yapısının ardından en büyük sınavı vermek üzere… Gerçekten hukukla mı hareket ediyorlar, yoksa iktidarın dümen suyuna mı gidiyorlar? İşte sonucu beklenen sınav bu olacak. Peki neden?
Muhtemelen iktidar 2B’yi meclise taşıyıp, geçirecek. Bunun üzerine yine olasılık dahilindedir ki, ana muhalefet partisi CHP, daha önce olduğu gibi konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. İşte kritik an o. Anayasa Mahkemesi ne karar verebilir? Anayasa’nın Ormanların Korunması ve Geliştirilmesi başlıklı 169. Maddesi ve Orman Köylüsünün Korunması başlıklı 170. Maddesi uyarınca yasanın iptaline…
Nereden biliyoruz? Çünkü aynı filmi 5 kere seyrettik ve 2B düzenlemesi 5 kez bu gerekçeyle Anayasa Mahkemesi tarafından bozuldu. Anayasa değişmediğine göre ki yeni bir anayasa yapılamayacağı, sadece bazı maddelerde değişiklik olacağı açık gözüküyor, kendi kararlarına rağmen Anayasa Mahkemesi itirazın reddine karar verir mi?
İşte onu verdiği an tüm dünyaya haykırır: Ben iktidarın mahkemesiyim. Ben ihtimal vermiyorum, ama bu memlekette her şey olabilir. Çünkü daha anayasa maddelerinin değiştirildiği 12 Eylül 2010’daki referandumda, özel hayatın gizliliğini anayasal güvenceye alanlar, bugün bunu deşifre etmeyi suç olmaktan çıkarıyor. Hoş referandumdan birkaç ay sonra Hanefi Avcı’nın özel hayatını da medyada görmedik mi? Tek bir suç duyurusu bile olmadı.
Yine Anayasa maddesi haline getirdikleri Ekonomik Sosyal Konseyi bir kez bile toplamayarak anayasa suçu işliyorlar. Fakat tek bir savcı çıkıp da konuyu gündeme taşımıyor. Özetle bu maddeleri gösterip, insanlara ‘evet’ dedirtenler, kendi yaptıkları anayasa maddelerine bile uymuyorlar.
O yüzden 5 kez iptal edilmesine karşın, 2B’yi halen gündeme taşırlar. Önemli olan Anayasa Mahkemesi ne karar verecek? Bekleyip, göreceğiz.