Amerika’da geçen hafta açıklanan verilere baktığımızda veri gündemi yoğun değildi ama, haftalık işsizlik başvurularındaki 15 bin kişilik azalma çok önemliydi. Uzun zamandır (yaklaşık üç-dört aydır) Amerika’dan gelen veriler beklediğimden daha olumluydu ve bunu da Amerika’da motorlar çalışıyor mesajım ile sizlere aktardım. Geçen hafta açıklanan toplam krediler rakamına baktığımızda 20 milyar dolara yakın artış olmuş durumda. Dolayısıyla bireylerin ve firmaların kriz sonrasında borç kapatma dönemi sanki sona eriyor. Tüketici gfüven endeksi biraz olumsuz gelse de uzun süredir olumlu seyreden bu verinin sadece bir dönemlik rakamına bakarak karar vermek yanlış olur. Sonuç olarak ABD’de ekonomik durum beklediğimizden çok daha iyi durumda fakat ABD’de Mart ayı başından itibaren tartışılmaya başlanacak olan kongre’de yeni bir bütçe ve sosyal güvenlik prim indirimi kavgası çıkabilir. Daha önce düşürülmüş olan vergilerin süresi bu yıl doluyor. Dolayısıyla seçime gitmeden önce bu vergilerde artış yapılması gerekiyor. Fakat seçim öncesinde vergiyi artırmak isteyecek son kişi herhalde Obama’dır. Hem bütçe açığı sürekli yükseliyor hem de yeni limitlerin verilmesi gerekiyor. Öte yandan sosyal reformlar var. Seçim öncesinde bu sorunların aşılması oldukça zor. Zaten önceki hafta derecelndirme kuruluşu S&P ABD’yi uyardı ve notunun tekrar indirilebileceğini söyledi. Dolayısıyla Mart ayının başlarından itibaren ABD’de bu konular yeniden gündeme gelerek stres yaratabilir.
Avrupa’ya baktığımızda ise yine başrollerde Yunanistan var ve iki yıldır bir arpa boyu dahi yol kat edilemediği geçen hafta içinde net bir şekilde ortaya çıktı. Artık, Yunanistan’ın iflastan kurtulması söz konusu değil. Yunan parlamentosu Troyka’nın şartlarını onaylamış olsa bile, 130 milyar euro’luk yardım serbest bırakılsa da, bunlar Yunanistan’ın sorununu çözmeye yetmez. Sadece ölecek hastanın yaşam süresini biraz daha uzatır. Çünkü çok ciddi bir yanlış yapılıyor. Kemer sıkma adını verdikleri istikrar önlemlerinin boğaz sıkmaktan farkı yok. Bu istikrar tedbirleri ile birlikte Yunan ekonomisi küçülmeye devam edecek ve sürekli olarak para isteyecektir. Alınan tasarruf önlemleri ekonomiyi daralttıkça bütçe gelirleri de dip yapacak, bütçe açığı büyüdükçe, yeni yardım paketleirne ihtiyaç duyulacaktır.
Yunanistan’da Nisan ayında seçimler var. Şu an politik ortam inanılmaz gergin ve o döneme kadar sosyal bir patlama olmazsa ve seçimler zamanında yapılırsa, çok milliyetçi söylemli biri iktidara gelebilir ve herşey ondan sonra talan olabilir.
Son Avrupa krizi, Avrupa’da milliyetçi söylemleri ciddi biçimde artırmaya başladı. Fransa’da Nisan ayında seçimler var. Sarkozy’nin populiritesi oldukça düşük. Büyük olasılıkla Fransa’da koltuk sahip değiştirecektir.
Sözün kısası Kasım ayına gelindiğinde ABD de dahil olmak üzere gelişmiş ülkelerin birçoğunun liderlerinin değiştiğini görebiliriz.
Bu dönem içerisinde herşey yolunda giderse, yani İtalya, İspanya, Portekiz, İzlanda, İrlanda’da yeni kaynak ihtiyaçları ortaya çıkmaz ve faizler yükselmezse sorun yok. Fakat görünen o ki, Yunanistan konusu halledilir halledilmez Portekiz’in sorunlarıyla karşı karşıya geleceğiz.
Bana göre Avrupa’daki borç krizinin çözülmesi olasılığı yok. Ülke borçlarını ödemenin tek yolu var. Bu da büyümedir. Ya da tahvil karşılığı para basacaksınız. Buna da Almanya cevaz vermiyor. O zaman bu kronik sorun gittikçe Avrupa’ya yayılmaya devam edecektir. Şu an deta yayılmakta olan bir mikrop var ve bazı bünyelerde kuluçkaya yatmış durumda. Hatta Almanya’yı bile tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir. İşte bu yüzden orta ve uzun vadede dünyanın en az 10 yılı kayıp yıllar olacaktır.
Türkiye’ye baktığımızda ise, laylay lom gidiyoruz. Dışarıdan sıcak para geldikçe ısınıyor ve çok hoş oluyoruz. Yine cari açıkla büyümeye devam ediyoruz. Anlaşılan o ki, Merkez Bankası faiz koridorunun alt bandına yakın seviyelerde fonlama yapıyor ve buna devam edecek. Bu da iç talebi yeniden hızla artıracaktır. Tabi ki bunun ardından, şu sıralar gerileme trendine giren cari açık yeniden başını yukarı çevirecektir. İleride bir tarihte ise Merkez Bankası faizleri mecburen hızla tekrar yükseltmek zorunda kalacaktır.
Son dört beş haftadır fonlardan gelişmekte olan piyasalara (GOP) para yağdı ve bu durum heryerde bahar çiçeklerinin açmasına neden oldu.
Atilla YeÅŸilada’nın yazdığı habere göre (www.ekonomihaberyorum.com) EPFR tahminlerine göre geçen hafta GOP’a 7 milyar dolardan fazla para giriÅŸi oldu. Türkiye’de ise toplam 1.1 milyar civarında giriÅŸ hesap edildi. Çin’de Ocak ayı ihracatı (%0.5) ve ithalatının (%15.3) daralması GOP için en olumsuz geliÅŸmelerden biriydi.
EPFR’ye göre GOP hisse fonlarına 5.8 milyar dolar girdi. F/X ve yerel para birimi cinsinden DİBS fonlara ise 2.2 milyar civarında akım tahmin ediliyor. Türkiye’’ye giren paranın miktarını daha sonra açıklandığında öğreneceğiz ama tahvilk ve bono piyasasına 700 milyon dolar, İMKB’ye ise 400 milyon dolar giriş olduğu tahmin ediliyor.
SONUÇ: Geçen hafta Yunanistan’daki sorunnedeniyle başlayan olumsuz hava çabuk dağılır. Fakat piyasalar eskisi kadar coşkulu olmaz. Daha dengeli ve yatay hareketler görürüz. Dolar 1.7400 civarında destek buldu ve bunun altına gelmez. Borsada 61.500 direncinin bu hafta aşılması zor. Faizlerde ise biraz yukarı hareket görebiliriz.
BORSAÂ
Borsa geçen hafta en yüksek 61.487 seviyesini gördükten sonra 58.988 seviyesine kadar geriledi ve 59.332 seviyesinden kapandı. 61.500 ile 62.000 aralığı çok önemli bir dirençti ve bu direncin yukarı aşılmasının çok zor olacağını belirtiyordum. Bu nedenle de hisselerin 59.500 ile 61.500 aralığında her 500 puanlık dilimde dörtte birinin satılmasını öneriyordum. Geçen haftaki düşüşün en önemli sebebi Yunanistan olarak bildirilse de, aslında piyasalar uzun süredir çok fazla yükselmişlerdi ve bir kâr realizasyonunun gelmesi bekleniyordu. Yunanistan konusu çözülmüş olsaydı bile,  başka bir konu nedeniyle buna benzer satış dalgası gelebilirdi. Şu an teknik olarak 58.650’de Fibonacci’nin yüzde 23.6 desteği var. Endeks bu destek seviyesinde tutunacaktır diye düşünüyorum. Yunanistan konusunun çok kalıcı etki yaratmasını beklemiyorum. Bu yazının yazıldığı sırada henüz Yunan parlamentosu oylamayı yapmamıştı.
Fibonacci’nin daha güçlü desteği ise 57 bin seviyesinden geçiyor. Özellikle bu seviyenin aşağı kırılmasını beklemiyorum. Yaklaşık 6 haftadır yükselişini sürdüren endekste daha önce alım fırsatını kaçırmış olanlar, eğer 58.500’ün altına gerileme olursa alım düşünebilirler. Özellikle 57 bin ile 58.500 aralığı alım için uygun görünüyor. Fakat, direkt olarak düşüşün devam etmesi yerine, geçen haftaki sert geri çekilmenin ardından bu hafta  endeks yeniden yukarı yönlü bir harekete başlayarak yeniden yatırımcıyı peşine takabilir ama bu durum biraz aldatıcı olabilecektir. Bu haftaya başladığımızda büyük olasılıkla 58.650 civarı destek görevi görecektir. Az önce belirttiğim üzere, endeks yukarı yönlü bir harekete başlayabilir ama bu tür bir hareketin çok güçlü olacağını zannetmiyorum. Bu yüzden de 59 bin civarından yukarı doğru oluşacak bir yükseliş  60 bin civarında dirençle karşılaşır ve bu tür bir yükselişe katılmamak gerekir. Asıl uygun alım yeri, yukarı hareket sonrasında oluşacak bir gerileme ile endeksin 58.650-59.000 aralığını görmesi, ya da 58.650 aşağı kırılırsa 57.000 ile 58.500 aralığıdır. Yatırımcı bilmeli ki en azından bu hafta boyunca İMKB100 endeksinin 61.600 üzerinde kapanış yapması olasılığı zayıftır.  Çünkü gerileme sırasında çok yoğun işlem gerçekleşti. Son altı hafta boyunca günlük bazda ulaşılan en yüksek işlem miktarı perşembe günü 897 milyon lot olarak gerçekleşti.
Altın, Dolar ve Parite yorumumu www.uzmanforex.com sitesinden okuyabilir veya video yorumlarımı izleyebilirsiniz.
HOCAM O DEÄžERLÄ° GÖRÜŞLERÄ°NÄ°ZDEN UZUN BÄ°ZDEN ESÄ°RGEDÄ°NÄ°Z . HOCAM LÃœTFEN YORUMLARINIZA UZUN SÃœRELÄ° ARALIK VERMEYÄ°N….
YAŞAR BEY ACABA ENDEKS KAÇ SEVİYESİNİ GEÇERSE ALIM ÖNERİYORSUNUZ.BİLDİĞİM KADARIYLA SAT ÖNERMİŞTİNİZ..GERİ ÇEKİLME BEKLİYORSUNUZ SANIRIM..