Altına hücum….(!) Mu?
Altın fonları, vadeli ve vadesiz altın hesapları, altın depo ürünleri ve daha niceleri banka ve diğer yatırım kurumlarınca peşi sıra birikimcilerin kullanımına sunuluyor.
Neden?
Öncelikle altın, dolar gibi küresel para birimlerine göre değer kazanıyor ve bu kazanımının yanında, ekomedya tarafından, özellikle ön plana çıkarılarak daha ileri yükselişleri izlerlerin beynine adeta işleniyor.
Son söylemler, 1800 ilk hedef ama 2000 dolara kadar yolu var!
Bu yükseliş ve getiri cazibesi, ister istemez zaten tedirgin olan birikimciyi de altına yönlendiriyor. Önceki yazılarımda dünya altın üretimi ve ülkelerin altın stokları hakkında rakamlar vermiş ve fiziki altının en nihayetinde bir üretim ve dolayısı ile arz kapasitesinin olduğunu belirtmiştim. Talepler arttıkça, salt değer kaybedişten değil, aynı zamanda bu aşırı talepten dolayı da altın fiyatlarında bir balon oluşması elbette kaçınılmaz olacaktır.
Hele şimdi, bu altına endeksli ya da dayalı ürünlerin artması sonucu, altın üretiminin de dışında bir talep oluşması, fiyatların daha da yükselmesini beraberinde getirmekte ve sistem sanki bir aritmetik dizi gibi kendi kendini katlamaktadır.
Elbette tüm bu enstrümanlara yatırım yapanlar, şu anda çok mutlular ancak bu mutlulukları daha nereye kadar sürecek? İşte o belli değil.
Som altını saklamak, hemen piyasaya sürmek o kadar kolay değil ama bu fon ürünlerini vadeli ve gün aşırı satım şartı olanları hariç, internet ya da telefonda nakde çevirmek çok kolay. Anında paranız altından dolara ya da TL aktara biliyorsunuz. Her şey iyi hoş ama bu fonların içeriğinde yüzde yüz fiziki altın stoku var mı? Varsa? Bankalar ya da yatırım kurumları, sizden aldıkları para ile altın aldıklarında kazançları sadece komisyon ücreti ile sınırlı kalmıyor mu? O halde bu kazanımlar onları tatmin eder mi? Ya da tersini düşünelim. Eğer altın sert bir geri düşüş yapacaksa ve bu fonlar bu hedefe göre odaklanmışsa, 1600’lerden aldığımız altın için ödediğimiz tutarlar anında bu ürünleri çıkaranların hanesine yüksek bir kar olarak yansımayacak mı?
Diğer yandan diyelim ki ben altının bu yükselişini daha önce görerek 1000- 1200 dolarlardan yatırım kurumuna altın stoku yaptım. Şimdi bu fonları çıkarıp aynı zamanda kendi altınımı bir yerde bu fiyata, hem de işlem ve komisyon ücretleri alarak satıp, nakde geçerek bir yerde, elimdeki altının ileride düşüş riskini de üzerimden atmış olmuyor muyum?
Altına hücum devam ettikçe elbette fiyatlar yukarı çıkmaya ve bu ürünlerde de talep artmaya devam edecektir. Ama ya bir anda geri çekilme olurda fiyatlar süratle düşmeye ve bir anda gelebilecek bir satış dalgası ile bu fondan çıkışlar başlarsa kim kazançlı çıkacaktır?
Hiçbir yatırım kurumu sadece komisyonla yetinerek böyle köklü ürünler oluşturmaz. Beklentiler daha yüksek olmalıdır ki işin içine girsinler.
Altında elbette şu günlerde en güvenli yatırım aracı olarak öne sürülüyor ama ondada tüm yatırım ürünlerinde olduğu gibi bir balon elbette oluşmuş durumda. Yani şimdiki fiyatının üzerinde bir fiyatlanma görülüyor. Altına özelliklede som altın dışında yatırım yaparken, bu ürünlerin somut güvencelerini çok iyi araştırmak ve sözlü beyanlarla yetinmemek en doğru davranış olarak görülmektedir.
Sonuç olarak altının üzerinde oluşan bu balon patladığında, altının altında kalıp tüm ağırlığının üzerinize çökmesini ve altında ezilmek istemiyorsanız, herkesin hücum ettiği yerde, siz bir yükseltiden genel manzarayı da izlemeyi ihmal etmeyin. Unutmayın, parasal kazançlarda, kayıplarda bireyseldir özelliklede küçük yatırımcılar için!
Kazım ÇİLOĞLU