Seçimden önce en büyük endişeniz ve seçmene dayatma ne idi?
Ä°stikrar giderse halimiz nice olur?
Bakın işte dört, beş ayda ekonomide, döviz, faiz, borsa hatta altın ne hale geldi?
Terör ise ayrı bir bela olarak bir anda hortlamıştı!
Gene aman devletin tepesinde çatlak olmasın, uyum içinde çalışılsın varsayımları tepsilerle servis edildi durdu…
Ne oldu?
Asgari ücret 1300 olacak mı?
Vallahi, G20 de ki cumhurbaşkanının konuşmalarına göre, kefenin cebi yok, az kar edin diye iş adamlarına epey bir tavsiyede bulunuldu!
Kimin hangi bakan olacağını dahi bilmediğimiz bir gizlilikte çalışan iktidar partisi ise olayı Ocak ayına attı…
Arada sıra da muğlak konuşmaları onlarda yapmıyor değil hani?
Sadece asgari ücret mi tartışılan?
Birde faiz gündeme geldi…
Çok yüksek!
Acaba yabancılara verdiğimiz faizden mi dem vuruldu, yoksa iç tasarruf sahibi bizlere mi söylendi? Anlayamadık, ancak elbette bu faizlerin brüt mü, yoksa stopaj vergisi kesildikten sonra aldığımız, ucu ucuna ya da negatife dönen faizden mi bahsedildi?
Onu da anlayamadık!
Esas anlayamadığımız ise başbakanın böyle bir toplantıda olmaması!
Bundan sonra ne olacak derseniz?
İşveren ile işçi, bir birbirini suçlayıp duracak…
Elbette bu işsizlik ortamında, işçini, çalışanın buna tepki göstermesi ve diklenmesi çok zor. Sonunda beğenmediği bu ücretten olma durumu da, Demoklesin kılıcı gibi her an tepesinde sallanıyor olacak.
Tek ve rahat tepkisini kullanacağı sandık vardı, orada da fırsat kaçtı!
Artık dört sene sonrasında kim öle kim kala…
Demek ki önümüzde, faiz ve ücretler dahil, tüm ekonomik konular, gene ekonominin gerektiği gibi değil de, sorumlular ile sorumsuzlar arasında, paslaşmalarla devam edip gidecek…
Eğer fakiri(!) iş adamları tahrik etmez ve kefene cep yaptırmazlar ise de?
İstikrar sürecek!
Â
Rahmetli Süleyman Demirel’in bir saptamasını günümüze uyarlayarak soralım;
‘’7 Kasım gününe kadar, tüm yaÅŸananlar için ne oldu da, 8 Kasım sabahı bir anda hemen hepsi yok oldu?’’  Â
Görülen o ki; ekonomide de, dış siyasette de, hiçbir şey değişmeyecek. İktidar ve saray arasında, devamlı bir paslaşma ile bu dört yıl sürüp gidecek.
Ekonomi kötüleştikçe, terör öne çıktıkça, yeni anayasa ve başkanlık öne çıkacak ve sonunda illa ki şart denip önümüze konacak hatta dayatılacak.
İşte istikrar, işte uyum…
İşverenlere, işçilere, özelliklede yeni ekonomik atılım bekleyenler için de, hayırlara vesile olsun!
Seçimden önce ücretliler, tek avuçlarını seçeceklerine açmıştı, şimdi ise diğer ellerini de, işverenlere açacaklar…
Bundan iyisi Şam da kayısı…
Artık Allah rızası için, ne verirlerse…
Sakın ola nankörlük edip itiraz da etmeyelim?
Görmüyor musunuz Suriyelilerin halini?