AKP Türkiye’yi Nasıl Sefalete Mahkum Ediyor?

AKP bir anket yaptırmış halkın %65’i tutuklu vekillerin serbest bırakılmasını istemiyormuş. Dolayısı ile AKP’de kendi partisinin MV’i ve onun oyları ile seçilen Başkan Cemil Çiçek’in itibarını lağıma atarak 3 parti arasında varılan uzlaşmayı hiçe sayıp CMUK yasasını değiştirmekten vazgeçmiş. İlk defa adalet ve insan haklarının kamuoyu yoklaması ile dağıtıldığı bir ülkede yaşıyorum. TEPAV da bir anket yaptı, halkın %56’sı Erdoğan’ın başkan olmasını veya başkanlık sistemini istemiyor. O zaman neyi tartışıyoruz?

Tabi, anket filan palavra. Erdoğan’ın her gün yükselen egosu sayesinde artık Türkiye %51 çoğunluğun %49’ı kolonize ettiği bir toplum oldu. AKP’nin seçimde çoğunluk kazanmakla her şey yapabileceğini düşünmesi, çoğulculuktan vazgeçmesi yalnız bir demokrasi sorunu değil. Aynı zamanda, Türkiye’nin kalkınmasını ve zenginleşmesini de engelliyor.

Erdoğan’ın şehir ve devlet tiyatroları konusunda çıkışlarına bakın. Tipik kenar mahalleden çıkmış, yabancı dil bilmemenin ezikliğini ömrü boyunca sırtında taşımış bir gencin kin dolu hırçınlığı. Sanatın ne olduğunu Erdoğan tanımlıyor. Onu tanımına uymayan herkes seçkinci, elit, halka rağmen sanat yapan lümpenler. Olmasalar da olur. Ne kadar “sovyet” bir yaklaşım değil mi? Bu ülkenin 40 kentinde sinema salonu yok, tiyatroları özelleştireceksin de özel sektör devreye girip Türk halkına sanat sevgisini yaşatacak. Bu da çok ucuz ve sığ bir palavra. %51 muhafazakar tiyatronun dine aykırı olduğuna karar verdi ve kalanlara bu zevki tattırmayacaklar. Perde indiren devlet ve şehir tiyatroları değil, Türkiye’de modern yaşam.

Dün bir arkadaşla konuşuyorum. Daha çok genç, kariyerinin başında, ciddi bir ümitsizlik içinde. Ömrü boyunca doğru dürüst iş bulamayacağını düşünüyor. “Niye?” dedim, “yaptığın işte gayet başarılısın?” “Cemaat’ten değilim abi, heryerde onlar köşebaşlarını tutmuş” diyor. İşadamı ile konuşuyorum, ihaleye filan girmiyor artık, çünkü AKP’li değil.

MEB ve diğer devlet kuruluşlarında ortaya çıkan ve AKP’nin basın üstünde kurduğu baskı sayesinde hemen üstü örtülen personel skandallarına bakın. Aleviler’e bürokraside yer yok. 500 yıllık sosyal dışlanmışlığın üstüne bir de ekonomik dışlanmışlık eklenecek ve 15 milyon Alevi’nin öfkesi çığ gibi büyüyecek.

AKP döneminde kadının işgücüne katılım oranı bir hayli düştü. Çünkü, muhafazakar işadamları kadın çalıştırmak istemiyor. Zaten, bugün modern giyinen ve başı açık bir kadının kamuda iş bulması imkansız. AKP’ye yakın çevrelerde de. Siz istediğiniz kadar kız çocuklarını okumaya teşvik edin. Zaten çağlar boyu erkekler tarafından cinsiyet ayrımcılığına uğramış kadın çalışanların üstüne bir de şimdi dini ayrımcılık çöküyor. Kadın niye okuyup kariyer edinmeye çalışsın ki? Üniversitelerde bilim adamlığı payesi en fazla makale yayınlayana değil, en çok namaz kılana, Şeyh’e en yakın olana gidiyor. Bağımsız düşünce silindi gitti tüm bilim yuvalarından.

Aynı şeyler modern, sosyal demokrat, Atatürkçü bütün gençler için de geçerli. Artık ümitlerini yitirdiler. Sistem tamamen hileli. Onlara iş hayatında, siyasette, bürokraside, açıkçası Türkiye’de yer yok artık.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

“AKP Türkiye’yi Nasıl Sefalete Mahkum Ediyor?” ile ilgili 1 yorum

  1. hocam yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum ama bazen sanki KIRMIZI bir siyasetçi mi okuyorum yoksa bir ekonomistin tespitlerinimi merak ediyorum

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir