“Hayatınızı ortaya koymazsanız hayatınızı kazanamazsınız”
Friedrich Schiller
Açlık Oyunları (Hunger Games) kitabı ve filmi üzerine pek çok şey
yazıldı ve söylendi. Temelde bir gençlik ve macera filmi olarak
karşımıza çıkan ama incelendiğinde detaylı bir devlet yönetim
stratejisini anlatan filme ben de yönetim ve liderlik açısından bakmak
istedim. Kitap ve film arasında en önemli fark kitabın filmin
kahramanı Katniss’in diliyle anlatılması, filmin ise daha genel bir
anlatım tarzını benimsemesi olsa gerek.
Konu gelecekte bir dönemde Panem ulusunda geçiyor. Capitol kentinin
iktidarı altında Panem 12 mıntıkaya bölünüyor. Her mıntıka çalışarak
Capitol’a hizmet etmek ve onun direktiflerini yerine getirmek zorunda
kalıyor. Mıntıkalar arasında da zenginlik ve refah durumuna göre
farklılıklar var. En zengin mıntıka 1. Mıntıka ve bu sıralamaya göre
en fakir mıntıka ise 12. Mıntıka olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl 12
mıntıkadan 13 ile 18 yaş arasında bir kız ve erkek çocuk seçiliyor ve
gerçek gibi hazırlanan bir sanal ortamda içlerinden sadece biri sağ
kalana kadar ölümüne savaşıyorlar. Sağ kalmanın bir takım yolları var.
Bu yolların içinde en önemlisi de sağ kalmak için gerekli araca sahip
olabilmek ve sponsor bulmak. Sponsor bulabilmek için de en önemli şey
sponsorların sempatisini kazanabilmek. 12. Mıntıka tam 74 yıldır
süren açlık oyunlarında hiç bir zaman kazanamamış ve hep kaybeden
tarafta yer almış. İşte Katniss ve Peeta bu son oyunlarda 12.
Mıntıkadan seçiliyor daha soğrusu Katniss kardeşi yerine gönüllü
oluyor ve Peeta’nın adı kura da çıkıyor. Bilerek ya da bilmeden
oluşturdukları stratejiler ve yaşam mücadeleleri ile hayatta kalmayı
başarıyorlar.
http://www.kariyeryolum.com/2012/10/aclik-oyunlari-ve-gunumuz-is-dunyasi/
AYŞEGÜL GÜNGÖR