Dün hem dolar hem de euro TL karşısında rekor düzeye çıktı. Sepet kur 2.7156 ile 17 Aralık’a göre yüzde 12.8, 22 Mayıs’a göre yüzde 28.6 arttı. Liranın sepet karşısında kaybı ise 17 Aralık’a göre yüzde 11.3, 22 Mayıs’a göre yüzde 22.2’ye vardı. Kur değişimine devalüasyon denebilmesi için ulusal paradaki kaybın yüzde 25-33 arasına çıkması, hatta üçte bir düzeyini aşması ve bunun da orta vadede kalıcı olması gerekir. Kur artışı asıl o zaman ekonomiye ve şirketlere kalıcı hasar verebiliyor.
Bu açıdan baktığımızda henüz raydan çıkma yok. Ama tehlike sınırına yaklaştığı da açık. Dün Merkez Bankası kura iki yıl aradan sonra doğrudan döviz satışıyla müdahale etti. Muhtemelen de tarihinin en büyük satım müdahalesini yaptı. Demek ki kurun seviyesi rahatsız etmeye başladı.
Üstelik bu müdahale, Hazine’nin 10 yıl vadeli ve 2.5 milyar dolarlık rekor uluslararası borçlanmayı gerçekleştirdiği bir günde yapıldı. Hem de Para Politikası Kurulu’nun üzerinden iki gün geçmişken. Demek ki Kurul, isabetli bir karar veremedi, tabloyu net okuyamadı. Ya da uygulama hatası yapıldı ki, dün böyle bir müdahale yapmak zorunda kaldı.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Habertürk Gazetesi)