Avrupa’da piyasalar haftaya kötü başladı. Borsalar kırmızı açıldı. Parite 1.25’e geriledi. Buna karşılık Suriye krizine rağmen Türkiye etkilenmedi. Borsa daha az düştü. Sepet kur 2.05 TL’nin, gösterge faiz yüzde 8,9’un altında seyretti.
Türkiye’nin çevresinden olumlu ayrışması özellikle İMKB’de belirginleşiyor. The Economist arka sayfasında 44 borsayı karşılaştırıyor. İMKB yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 22 arttı. Listenin en yüksek getirisidir.
Daha ilginç bir ayrışmaya dikkat çekelim. Piyasa analistleri karamsar raporlar yazıyor. Derecelendirme kuruluşları kredi notunu düşük tutuyor. Ama piyasa oyuncuları aldırmıyor. TL varlıklar satın almayı sürdürüyor. Yani Türkiye’ye güveniyor.
Daron Acemoğlu’nun Ankara’da yaptığı konuşmaya internetten ulaşılıyor (www.tepav.org). James Robinson’la birlikte yazdığı “Bazı Milletler Neden Başarısız Olur?” kitabından söz etmiştim. Aynı başlığı taşıyor.
Satınalma gücü paritesi
Üretkenlik ve refah düzeyini başka ülkelerle karşılaştırmanın zorluklarına arada sırada değiniyorum. Örneğin cari döviz kuru ile kişi başına gelir anlamlı değildir. Döviz kurunu bir sepet üzerinden hesaplayan satınalma gücü paritesi (SGP) daha gerçekçidir.
Genellikle Dünya Bankası‘nı tercih ediyorum. Tüm ülkeleri kapsıyor. Ama 2011 daha yayınlanmadı. Yakın geçmişte TÜİK de devreye girdi. Eurostat’la birlikte 37 Avrupa ülkesi için SGP endekslerini hesaplıyor. 2011 yeni açıklandı.
Üretim (GSYH) ve gerçek tüketim için “kişi başına hacim endeksi” ayrı ayrı veriliyor. Üretim endeksi 1995’e kadar gidiyor. AB ortalaması (şimdi 27 üye) 100 alınıyor. Her ülkenin ortalamanın neresinde olduğu hesaplanıyor.
Son dönemde euro ortalaması da (17 ülke) eklendi. 2011’i kriz öncesi ile (2008) karşılaştırıyorum. Türkiye’nin AB-27, euro bölgesi ve Yunanistan’a kıyasla üretim düzeyini gösteriyorum. Dikkat: Nispi üretkenlik ölçülüyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.