Avrupa Birliği’nde yaşananlar sadece euroyu bozmadı, dolar ile fiyatlanan hemen her şeyin “dengesini” bozdu! Euro değer kaybedince dolar “mecburen” değer kazandı! Doların değer kazanması da başta petrol olmak üzere emtia, pariteleri, özellikle de bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülke para birimlerini doğrudan etkiledi. Doların artışında ABD ekonomisinin çok da sağlıklı bir durumda olmasından çok “modern tahtıravelli” etkili oldu!
Eskiden (10 yıl öncesinden söz ediyorum) ekonomisi iyi durumdaki ülkelerin para birimleri değer kazanırdı. Temel varsayım bu ülkelerin para birimlerinin alım güçleri daha iyi, daha yüksek idi. Ancak bu durum özellikle son 5 yılda değişti. Kriz sonrasında tahtıravelli “güçlü ekonomi değil, zayıf ekonomi” bazında kuruldu. Krizin başında ABD ekonomisinde çalkantı sürerken zayıflayan dolarla “fiyatlanan” hemen herşeyin, tabii ki euronun da değeri yükselmişti. Son aylarda Avrupa Birliği’nden gelen haberler sonrasında zayıflayan AB ekonomisi ile birlikte euro değer kaybetti, karşısındaki hemen her şey değer kazandı!
Önceki gün dolar/euro paritesinde 1.2480’deki kritik eşik aşağı yönde kırıldı! Dün bu yazı yazıldığı sırada 1.2337’ye kadar gerileyen euro risk algılamasını da bozmaya başladı! Risk meselesine geçmeden önce euro/dolar paritesinde yeni hedefin 1.20’nin altı, hatta benim “iki yıldan bu yana” beklediğim 1.16 seviyesinin artık “ufuk çizgisinde” görünmeye başladığını hatırlatmakta fayda var! Çıkışlı-inişli bir patikanın sonunda buraya gidilecek!
Gelelim risk meselesine…
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.