Çıkan yılı değerlendiriyoruz. Dünya ekonomisi için tatsız bir tablo çizerek başladık. Euro krizinin siyasi boyutunu değerlendirdik. Küresel dengesizliklere çözüm gecikti, 2012’de “sert iniş” ihtimali güçlendi dedik.
Sıra Türkiye ekonomisine geldi. Konjonktürü kestirmekte zorlandığımı yılbaşında yazdım. Nitekim, ilk kez giren yıl için tahmin vermedim. 2 Ocak 2011 tarihli yazıma “2011’de Tahmin Yok” başlığını attım.
Gerçekten, 2011 kelimenin tam anlamı ile şaşırttı. Son on yılın en ilginç konjonktürü diyebilirim. Ekonomi beklenenden çok farklı gelişti. Aynı anda iktisat politikası bilinenin dışına çıktı. Bir sürü ezber bozuldu.
Tahminler tutmadı
Yılbaşında Ekodiyalog ekibi CNBCe’de Servet Yıldırım ve Mahfi Eğilmez’in misafiri olduk. Temel makro göstergeler için tahminler verildi (ben hariç). Servet ve Mahfi bunları tablo halinde yayınladı. Ortalamalar aşağıda ilk sütunda görülüyor.
Ayrıca Ocak 2011’in Merkez Bankası Beklenti Anketi ve Consensus Economics sonuçlarını ikinci ve üçüncü sütuna koydum. Sağ sütunda ise aynı göstergeler için son tahminler yer alıyor.
Bir: Ekonomi tam gaz büyümeye devam etti. Yüzde 5-6’ya yavaşlaması bekleniyordu. Yılı yüzde 8’in üzerinde bitiriyor.
İki: Dış açık kimsenin tahayyül edemeyeceği düzeylere tırmandı. 50 milyar dolar civarı öngörülüyordu. Ekim’de 79 milyar doları gördü.
Üç: TL’de değer kaybını kimse beklemiyordu. Yıl sonu dolar tahminleri 1.55-1.60 TL civarında geziyordu. Merkez Bankası’nın döviz satışlarına rağmen dolar 1.90 TL’ye geldi.
Dört: İşsizlik oranının ancak yüzde 11’in altına inebileceği düşünülüyordu. Beklenenin çok ötesinde bir istihdam artışı yüzde 10’un altına indirdi.
Beş: Seçim yılında bütçenin fazla sıkılmayacağı tahmin ediliyordu. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3 yerine yüzde 2’nin altında çıkıyor.
Altı: Enflasyonun yatay seyretmesi bekleniyordu. Yılın son çeyreğinde aniden patlayarak çift haneye tırmandı.
Bu arada, göreli olarak en iyi tahminlerin Ekodiyalog ekibinden geldiğini fark ettiğinizi umuyorum. Kendime de pay çıkartıyorum.
Büyüme ve kur
Nasıl tefsir edebiliriz? Bence sorun iki temel göstergenin öngörülmesindeki zorluktan kaynaklanıyor. Bunlar büyüme ve döviz kurudur. Diğerleri türevdir. Dış açığın yüksek, bütçe açığı ve işsizliğin düşük çıkması hızlı büyümeyi, enflasyon ise TL’nin değer kaybını yansıtıyor.
Yani konjonktür analizi açısından 2011’i esas ilginç kılan büyüme ve döviz kurudur. Daha açık soralım. 2011’de ekonomi nasıl böyle hızlı büyüdü? TL neden değer kaybetti? Ve en önemlisi, bu süreçte iktisat politikalarının rolü ve sorumluluğu nedir?
Cevaplar 2012 için kritik önemdedir. İktisat politikasına doğru teşhisin ön koşuludur. Dolayısı ile düzeltme biçimini (“yumuşak/sert iniş”) öngörmeye olanak sağlar. Önümüzdeki günlerde mutlaka ayrıntılarına gireceğim.
Okuyucularıma 2012’de sağlık, refah ve huzur diliyorum.