Pazar yazıma sevgili dostum Ege Cansen’den iltifat aldım. Grafiğin dış açıkta tehlikeli gidişatı ortaya çıkardığını söyledi. Mevcut kur düzeyinin bu eğilimi kırmakta yetersiz kalacağı görüşüme katılıyor. Huyludur; öyle kolay beğenmez. Sevindim.
O arada “net hata noksan” (NHN) kalemini de konuşma fırsatını bulduk. Yazıda “nesebi gayri sahih” döviz girişlerinde patlamaya da işaret etmiştim. Beraberce sayıları gözden geçirdik. Telefonda beyin fırtınası yaptık.
Ödemeler dengesinde muhasebe hataları dünyanın da gündeminde. The Economist iktisat köşesine “Mars’a ihracat” başlığını attı. Eskiden dünya cari denge toplamı sıfır ya da eksi bakiye verirdi. Altı yıldır bayağı artıya geçti. (www.economist.com/node/21538100)
Muhasebe sorunu
Yöntemi hatırlatalım. Ödemeler dengesi ülkenin dış dünya ile tüm parasal ilişkilerini kapsıyor. İhracat, ithalat, sermaye hareketleri vs. bir bölümü işlem bazında tutuluyor. Turizm, bavul ticareti vs. diğerleri ise çeşitli yöntemlerle tahmin ediliyor.
Böylece cari işlemler ve sermaye dengelerine ulaşılıyor. Teoride ikisinin toplamının rezerv değişimine eşit olması gerekiyor. Değilse, aradaki fark “net hata noksan” kalemini oluşturuyor.
NHN fazlası hâline bakalım. Ülkeye döviz girdiği, banka sisteminden görülüyor. Ama ödemeler dengesinin hangi kaleminden girdiği saptanamıyor. Doğru anlaşılması çok önemlidir. Olay özünde bir muhasebe sorunudur.
Aylık NHN büyük dalgalanmalar gösterir. Uzun dönemde bakiyesi sıfıra yöneldiği sürece ihmal edilebilir. Buna karşılık büyük artı/eksi bakiye oluşması ciddi ölçme hatalarına işarettir.
İki ihtimal var. Bir: Gerçek dış açık hesaplanandan küçüktür. İki: Gerçek sermaye girişi hesaplanandan büyüktür.
Hata nerede?
Türkiye verileri aşağıdaki grafiktedir. Birikimli NHN hesabını Aralık 2006’dan başlattım. İlk 22 ay iki yönlü hareket ediyor. Küresel krizin başladığı Eylül 2008’de 2 milyar dolar eksi bakiye veriyor. NHN tanımı ile uyumludur.
Kriz sonrasında aniden değişiyor. Eylül 2009’da 11 milyar dolar artıya geçiyor. Bir yılda 13 milyar dolar giriş demek. Ertesi yıl gene durağan geçiyor. Eylül 2010’da 12 milyar dolar artıda kalıyor.
Son yılda ise döviz girişi tekrar patlıyor: 14 milyar dolar. Birikimli 27 milyar dolara, üç yılda giren ise 29 milyar dolara ulaşıyor. Üç yıllık dış açığın (127 milyar dolar) yüzde 22.4’ü bu dövizle karşılanıyor. Sistematik hata olduğu kesindir.
Hata nerede? Kayda girmeyen sermaye girişi mi? Yoksa kayda girmeyen ihracat geliri mi? Ege ile epey tartıştık. İkincisi daha makul duruyor. “Olağan şüpheli” hizmet ihracatı hesaplarının zorluğudur. Böyle ise dış açık göründüğünden daha küçüktür.