”Devlet Sözü” Doğru Olmalı

Türkiye son yıllarda hayvan varlığındaki azalmayı tartışırken 2010 yılının Ağustos ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı “sıfır faizli” kredi uygulamasını başlatarak önemli bir adım attı. Bakan Mehdi Eker, 2011 yılsonu itibariyle bu uygulamadan yararlanarak kredi alıp yatırım yapanların yaklaşık 35 bin kişiye ulaştığını ve kullandıkları toplam kredinin 6 milyar 200 milyon lirayı bulduğunu açıkladı.

Bu konuda ilk olumsuz şikayeti 4 ay önce Trakya’da katıldığım bir toplantıda bir yatırımcıdan dinlemiştim: “Sıfır faizli kredi ile kendi arazimde bir besi hayvancılığı yatırımı başlattım. Ama hesap ediyorum, benim karkas et maliyetim, pahalı yem maliyeti ile kiloda 14-16 liraya gelebilecek. Oysa, Et Balık Kurumunun ithal et karkas maliyetini 10 lira. O nedenle daha şimdiden bu alana yatırım yapmakla doğru mu davrandım diye düşünüyorum. Devlet bir yandan bize yatırım için destek verip imkan tanırken, bir yandan da biz besicilere Et Balık’a ithal yaptırarak rakip oluyor.”

Kendisine ithalatın geçici önlem olduğunu, asıl önemli olanın üretim için kendilerine verilen destek olduğunu söyleyerek, korkusunu azaltmaya çalışmıştım.

Ali Ekber Yıldırım’ın bazı yatırımcıların şikayetlerini ve Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Göğebakan’ın açıklamasını içeren haberini okuduğumda bu alanda bir başka sorunla karşılaştım.

Kredi alıp yatırım yapan şirketlerin temel şikayetlerinin “Onaylanmış kredilerinin kaynak yetersizliği nedeniyle gelecek yıla transfer olması, buna karşılık gelecek yıl kredilerine yüzde 3 komisyon, her yıl içinde 1.5 komisyonun yük olarak geleceğini, 7 yıllık vadenin de 6 yıla inmesinin kendilerinin hesaplarının şaşmasına neden olduğunu” belirtiyorlar. “Devlet sözü doğru olmalı” diyerek, uygulama sırasında kural değiştirildiği iddiasıyla şikayette bulunuyorlar.

Kredi dağıtım uygulamasını yapan Ziraat Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Göğebakan, yatırım kredilerinin müşteriye nakit olarak verilmediğini,  yatırım gerçekleştikçe ödendiğini, yatırımcıların kredilerinin hesaplarınaşimdiden geçmesini istediklerini, “hesabıma geçsin ben sonra kullanırım” düşüncesiyle hareket ettiklerini ama “yatırımın gerçekleştiği belgesi olmadan krediyi vermelerinin mümkün olmadığını” söylüyor. Ayrıca, Ziraat Bankası olarak bu kredilerin sadece aracısı olduklarının, kredinin kaynağının Hazine olduğunun altını çiziyor. Kredisi onaylanmış olsa bile yatırım gerçekleşmemişse yatırımcılara yeni yıldaki yeni şartnamenin koşullarının  uygulanabileceğini söylüyor.

Yukarıda aktardığım iki şikayette doğru bir proje ile yola çıkan devletin, ortaya koyduğu olumlu şartlarla yola çıkan yatırımcıların, yolda değişen uygulamalar ve maliyet artırıcı konularla ilk hesaplarının şaştığını ortaya koyuyor.

Sanırım bakanlığın yola çıkarkenki kuralları bozan uygulamaları tashih etmesi bu yönde en doğru karar olacaktır ve böylece “Devlet sözü doğru olur” kuralı işleyecektir.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir