TL Dolar ile Yarışamaz

İstanbul Sanayi Odası’nın aylık olaÄŸan meclis toplantısında konuÅŸan Merkez Bankası BaÅŸkanı Erdem Başçı, ‘Türk Lirasının deÄŸerini mümkün olduÄŸu kadar Euro’ya karşı takip edin. Türk Lirası Euro’ya karşı nispeten güçlü dayandığı sürece, çok da fazla kur tarafında sorun görmemeniz gerekir. Çünkü dolara karşı Türk Lirasının rekabet etmesi mümkün deÄŸil. Åžu anda tek likit liman olarak herkes döndüğü zaman dolara dönüyor. O yüzden bizi Euro ile deÄŸerlendirin” dedi.

Başkan, istisnai günlerde döviz satış tutarının 50 milyon doları aşabileceğini, gerekli olursa doğrudan döviz satışı da olabileceğini söyledi. Diğer yandan Başçı, 50 milyon dolar satıldığı günlerde doğrudan müdahale yapılmayacağını belirtti.

Başçı, Merkez Bankası’nın içinde bulunulan günleri “normal” ve “müstesna” günler olarak sınıflandırdıklarına dikkat çekerek, “Normal günlerde döviz tarafında döviz satım ihalesinde alınan tekliflerin 50 milyon ABD dolarına kadar olan kısmı karşılanacak. Bu ne zamana kadar böyle? 24 Ocak 2012 Para Politikası Kurulu tarihine kadar… Merkez Bankası eÄŸer ihalede alınan tekliflerin 50 milyon dolarını karşıladıysa anlayın ki o gün normal bir günmüş” dedi.

Türkiye’de iÅŸsizlikte keskin bir düşüş gözlendiÄŸini ifade eden Başçı, küresel krizden sonraki dönemdeki toparlanmayı ÅŸu ifadelerle açıkladı:

”2008 sonrası toparlanmaya karşılaÅŸtırmalı olarak baktığımızda, Türkiye’de 2 çeyrek süren olumsuz etki daha sonra V ÅŸeklinde kuvvetli bir toparlanma olarak kendisini 2009 yılında gösterdi. V ÅŸeklinde toparlanma, oldukça güçlü ÅŸekilde devam ediyor diyebiliriz.”

TCMB BaÅŸkanı, Türkiye’nin büyük ihtimalle 2011 yılında öngörülenden biraz daha fazla faiz dışı fazla üretebileceÄŸinin altını çizerek, bunu hâlâ ‘aşırı ısınma’ olarak nitelemediklerini söyledi. Başçı, “arz yönlü tarafı olan saÄŸlıklı bir toparlanma ile karşı karşıyayız” dedi.

2012 yılının, ülkelerin büyük ihtimalle algılanan temerrüt riski bazında ayrıştığı bir yıl olacağını savunan Başçı; o yüzden yatırım iştahı açısından kamu bütçe dengeleri ve borç yükünün çok önemli bir kriter olacağını kaydetti.

Başçı, aynı zamanda enflasyondaki önemli düşüşün gelecek yılın son çeyreğinde başlayacağını belirtti.

-Türkiye’nin büyümesi sürüyor”-

Öncü göstergelere göre Avrupa ve Türkiye’yi kıyaslayan Başçı, en çok kullanılan öncü göstergenin Avrupa’da 50’nin altında seviyede seyrettiÄŸini ve bunun daralma ve hafif bir resesyona iÅŸaret ettiÄŸini dile getiren Başçı, Türkiye’de ise tedbirlerden sonra 50’nin üzerine çıktığını ve bunun da Türkiye’de büyümenin sürmekte olduÄŸunu gösterdiÄŸini kaydetti.

Başçı, ABD’deki en büyük sorunun da konut sektöründe olduÄŸunu, burada da en çok izlenen konut fiyat endeksinin düşüş gösterdiÄŸini, tedbir olarak parasal geniÅŸlemeye gidildiÄŸini anlattı.

İngiltere, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya’daki para politikalarına iliÅŸkin de bilgi veren Başçı, Türkiye’de ise 2010 Nisan ayında baÅŸlanan çıkış sonrası bankaların Merkez Bankası’nda fazla para tutmadıklarını, burada zorunlu karşılıklar ve emisyon bulunduÄŸunu, miktar olarak son derece sıkı olunduÄŸunu kaydetti.

Başçı, politika araçlarıyla ilgili maliye politikasında faiz dışı fazlanın önemli bir araç olduÄŸunu, Yunanistan’ın onca alınan tedbire raÄŸmen faiz dışı fazlaya gelmediÄŸini, İtalya’nın ise hafif faiz dışı fazlaya geldiÄŸini kaydetti.

Başçı, ”Türkiye’de ise faiz dışı fazlanın artı düzeylerde devam ettiÄŸini gözlüyoruz” dedi.

-Faiz dışı fazla-

Finansal sektör politikasında temel araçlar hakkında da bilgi veren Başçı, para politikasında da politika faizinin yanı sıra politika faiz koridoru, zorunlu karşılık oranları, döviz rezerv politikası ve döviz depo tesisi gibi ilave araçlar bulunduğunu anlattı.

Başçı, maliye politikasında Türkiye’deki durumun, diÄŸer ülkelerle karşılaÅŸtırıldığında oldukça iyi olduÄŸunu belirterek, ”Türkiye 2011’de projeksiyondan biraz daha fazla faiz dışı fazla üretecek gibi görülüyor” dedi.

Ciddi miktarda faiz dışı açık veren ülkelerin başında ABD ve Japonya’nın geldiÄŸini, onları İspanya, İngiltere ve Fransa’nın takip ettiÄŸine iÅŸaret eden Başçı, ”Bütçe açıklarına bakıldığında geliÅŸmiÅŸ ülkelerle karşılaÅŸtırıldığında Türkiye’nin durumu oldukça iyi. Bu seneyi öngörülenden daha iyi noktada kapatacağız gibi görünüyor. Yunanistan, ABD, İngiltere ve İspanya’da bütçe açıkları oldukça yüksek Fransa’da da yükselme eÄŸilimi devam ediyor” diye konuÅŸtu.

Başçı, kamu borçları açısından da Türkiye’nin durumunun hem Maastricht kriterleriyle uyumlu olduÄŸunu, hem de bu yıl büyük ihtimalle yüzde 40’lık rasyonun altına düşebileceÄŸinin görüldüğünü söyledi.

Türkiye’nin geliÅŸmekte olan ülkelerle karşılaÅŸtırıldığında biraz daha orta noktada olduÄŸunu, gerek bütçe açıklarında, gerek kamu borç yükünde olsun geliÅŸmekte olan ülkelerin durumunun oldukça iyi olduÄŸunu söyledi.

-2012 yılı öngörüsü-

Başçı, şunları kaydetti:

”2012 yılı ülkelerin algılanan temerrüt riski bazında ayrıştığı bir yıl olacak. Ben bu ülkeye para yatırırsam geri alabilir miyim en çok sorulan soru olacak. O yüzden kamu bütçe dengeleri ve borç yükü yatırım iÅŸtahı açısından çok önemli kriter olacak. EÄŸer yatırım iÅŸtahı veriyse A ülkesi mi B ülkesi mi hangi ülke saÄŸlamsa ona git diye bir ayrışma 2012’de son derece mümkün. Çünkü fon var. Bol miktarda likidite merkez bankaları tarafından enjekte ediliyor. Oradan bir fonlama kaynağı var. Asya ülkeleri ise tasarruf etmeye devam ediyorlar. Dolayısıyla bu fonlar gidecek yer arayacaklardır. GeliÅŸmekte olan ülkeler çok önemli yatırım ortamı olarak görülecek. Çünkü büyüme konuları biraz tartışılacak. Bu ülkeler büyümeden nasıl etkilenir. EÄŸer büyüme konusunda kaygıları soru iÅŸaretlerini giderirlerse, temerrüt riski olmadığı için çok ciddi miktarda tekrar yatırım çekme imkanına sahip olacaklar. 2012’de yatırım iÅŸtahında artış, döviz kurlarının tekrar deÄŸer kazanması ve kredilerde artış eÄŸilimini görme ihtimalimiz var. Senaryolardan birisi bu. Türkiye’de bu ülkelere dahil gibi düşünebiliriz.”

Merkez Bankasının her bir politika aracının hangi alanda neyi nasıl etkilediğine ilişkin bilgi veren Başçı, sermaye akımları, girişler yoğunsa o zaman genelde ilk olarak döviz alım ihalelerine başlandığını, döviz satımlarına son verildiğini kaydetti.

Zorunlu karşılık artırımı ile de aşırı düşük faiz oranlarının krediler üzerindeki genişletici etkisini frenlemeye çalıştıklarını anlatan Başçı, düşük fiyattan aldıkları dövizi yüksek fiyattan sattıklarını, bunu da ellerindeki araçları kullanarak yaptıklarını söyledi.

-”Her ÅŸeyi satıp dolara dönüyorlar, dolar deÄŸer kazanıyor”-

Başçı, bunun döviz tarafından da TL’nin deÄŸer kaybını yumuÅŸatıcı etki yapacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

”Çünkü 5,75 gidiyor, onun yerine daha yüksek bir faiz geliyor. Bu tür günlerde gerek döviz satışları yoluyla ki, döviz satışlarını dikkatlice kullanmak gerekir, gerektiÄŸinde kullanmak gerekir, kullandığınızda da sonuç almanız gerekir, diÄŸer taraftan faiz aracıyla kullanarak biz Türkiye’nin satışlardan daha az etkilenmesini saÄŸlamaya çalışıyoruz. Euroya karşı TL’nin performansı nasıl, diÄŸer geliÅŸmekte olan ülkelere karşı performansı nasıl? Buraya bakmakta fayda var. DeÄŸerlendirirken oradan deÄŸerlendirmekte fayda var.

Dolar ÅŸu anda dünyada tek likit liman haline geldi. Bunu bilmemiz lazım. İsviçre geri çekildi, ‘aman kimse bana gelmesin, param deÄŸer kazanmasın’ dedi. Japonya, müdahalelerle deÄŸer kazancını önlemeye çalışıyor. Geriye kaldı bir tek Amerikan doları… Onlar da aşırı para basma niyetinde ÅŸu anda olmadıkları için herkes panik halinde, satış halinde. Her ÅŸeyi satıp dolara dönüyorlar. Dolar deÄŸer kazanıyor. TL, dolar ile yarışamaz. O yüzden TL’yi dolar ile deÄŸerlendirmeyin. ‘Dolar ÅŸu noktada olur, orada tutmaya çalışırız’ filan demeyiz. Ama uyguladığımız tedbirlerle, sıkı para politikasıyla euroya karşı TL daha saÄŸlam durabilir. Bu ÅŸekilde test etmek mümkün ve daha saÄŸlıklı diye düşünüyorum.”

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir