Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek, Türkiye’nin risk algısının iyileÅŸmiÅŸ durumda olduÄŸunu belirterek, ”Türkiye büyük bir stres testinden geçmiÅŸ, aslında bir anlamda Türkiye’ye olan güven önemli ölçüde geçmiÅŸle karşılaÅŸtırılamayacak ÅŸekilde artmış durumda. Bu bizim için önemli bir avantaj. Bu, bundan sonra gelecek bir ÅŸoku da çok rahat bir ÅŸekilde kalıcı bir tahribat olmadan atlatabileceÄŸimiz açısından bence önemli bir gösterge” dedi.
ÅžimÅŸek, Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DEÄ°K) Genel Kurulunun açılış oturumunda yaptığı konuÅŸmada, gelinen noktada Avrupa’ya iliÅŸkin kaygıların had safhaya ulaÅŸtığını, Avrupa’ya iliÅŸkin risk algısının oldukça yükselmiÅŸ durumda bulunduÄŸunu ifade etti.
ÅžimÅŸek, ”Türkiye’ye baktığınız zaman, Euro Bölgesi ile Lehman dönemiyle, yani kriziyle karşılaÅŸtırıldığı zaman Türkiye’nin risk algısı iyileÅŸmiÅŸ durumda. Türkiye büyük bir stres testinden geçmiÅŸ, aslında bir anlamda Türkiye’ye olan güven önemli ölçüde geçmiÅŸle karşılaÅŸtırılamayacak ÅŸekilde artmış durumda. Bu bizim için önemli bir avantaj. Bu, bundan sonra gelecek bir ÅŸoku da çok rahat bir ÅŸekilde kalıcı bir tahribat olmadan atlatabileceÄŸimiz açısından bence önemli bir gösterge ve gerçekten bu dönemde Türkiye risk algısının, nispeten düşük seyretmesi özel sektör ve kamu sektörü açısından önemli bir kazanç” dedi.
Amaçlarının Türkiye’nin bu kırılganlıklarını 2012 ve sonrası dönemde de azaltmak olduÄŸunu vurgulayan ÅžimÅŸek, ”O nedenle, öyle ümit ediyoruz ki gerek kamu maliyesinde, yani kamu borç stokunun milli gelire oranı, gerekse bütçe açığının milli gelire oranını önümüzdeki 3-4 yılda da sürekli bir ÅŸekilde aÅŸağı doÄŸru bir trendde tutmayı hedefliyoruz” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Türkiye’nin maliye politikası açısından 2011’de iyi bir dönem geçirdiÄŸini belirten ÅžimÅŸek, ÅŸunları kaydetti:
”Aslında UlaÅŸtırma Bakanlığı’nda olsun milli eÄŸitimde olsun, yani ekstra ilave kaynaklar aktarmasaydık belki bu yıl bütçeyi neredeyse dengede kapatabilirdik. Bütün bu ekstra ilave imkanlara raÄŸmen yüzde 1’lik bir açıkla, genel devlet açığı açısından söylüyorum, kapatmayı ümit ediyoruz. Yani aralık ayında bir miktar açık olacak. Ama doÄŸru bir açık. Çünkü Türkiye’nin altyapısına, eÄŸitimine, geleceÄŸine yatırım yaptığımız için bunun doÄŸru bir ÅŸekilde okunması gerekiyor.”
Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek, ”Türkiye yumuÅŸak iniÅŸi baÅŸarabilir. Çünkü ekonomide özellikle kredi hacminin yavaÅŸlamasına yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Åžu anda kredi hacminde önemli bir yavaÅŸlama var. Kredi hacminde çok ciddi bir yavaÅŸlama demek aslında yumuÅŸak iniÅŸin temelini kurmak demektir” dedi.
ÅžimÅŸek, Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DEÄ°K) Genel Kurulu’nda yaptığı konuÅŸmada, kötümserliÄŸin bulaşıcı olduÄŸunu söyledi.
Avrupa’ya iliÅŸkin çok ciddi kaygılar bulunduÄŸunu, küresel ekonomiye iliÅŸkin birtakım kaygılar olduÄŸunu ifade eden ÅžimÅŸek, ”Bu dönemde biz çok kısa vadeli bakıp yatırımlarımızı ötelersek, tüketimimizi ötelersek aslında Türkiye hak etmediÄŸi tekrar öngörülenden fazla bir yavaÅŸlama sürecine girer, bu bir risk. Bu riskin iyi hesaplanması ve doÄŸru bir ÅŸekilde yönetilmesi açısından ben bunları söylüyorum” dedi.
ÅžimÅŸek, Türkiye’nin kamu maliyesi açısından imrenilir bir noktada olduÄŸunu, Türk bankacılık sektöründe, 2018 yılında devreye girecek Basel 3’ün gerektirdiÄŸi sermaye yeterlilik oranın neredeyse iki katına yakın bir sermaye yeterlilik oranı bulunduÄŸunu vurgulayarak, ”Bankalarımız saÄŸlam, yeter ki bu kötümser hava bir ÅŸekilde kontrol edilsin, yeter ki Türkiye orta uzun vadeli bir perspektifle yoluna devam etsin. Ben bunu çok önemsiyorum” diye konuÅŸtu.
Türkiye’de güçlü iç talep ve bir cari açık olduÄŸuna iÅŸaret eden Bakan ÅžimÅŸek, ÅŸunları kaydetti:
”Türkiye yumuÅŸak iniÅŸi baÅŸarabilir çünkü ekonomide özellikle kredi hacminin yavaÅŸlamasına yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Åžu anda kredi hacminde önemli bir yavaÅŸlama var. Kredi hacminde çok ciddi bir yavaÅŸlama demek aslında yumuÅŸak iniÅŸin temelini kurmak demektir. Bir de tabii ki reel efektif kurda çok ciddi bir düzeltme yaÅŸandı. Bu düzeltme de tabii ki geçici de olsa Türkiye’nin rekabet gücüne olumlu yansıyacaktır. Bir de tabii ki Türkiye ihtiyatlı bir orta vadeli programa sahip, ben bunu da önemsiyorum.”
-Siyasi istikrar…-
Bütün bunlara ek olarak Türkiye’nin gerek yumuÅŸak iniÅŸi baÅŸarması gerek orta uzun vadede hedeflerini gerçekleÅŸtirmesi açısından gerekse küresel krize karşı dayanıklı olmasını saÄŸlayacak en önemli faktörün siyasi istikrar olduÄŸunu söyleyen ÅžimÅŸek, bugün Amerika’da da Avrupa’da da temel sorunun siyasi istikrar eksikliÄŸi, hükümetlerin nispeten zayıflamış olması olduÄŸunu, oysa Türkiye’de daha yeni seçimi geride bıraktıklarını, yüzde 50 gibi çok güçlü bir desteÄŸe sahip, ciddi anlamda kriz yönetme deneyimi olan bir hükümet, güçlü siyasi irade söz konusu olduÄŸunu, bunun altının çizilmesi gerektiÄŸini belirtti.
ÅžimÅŸek, ”Sizler de plan programınızı yaparken gerek kamu maliyesindeki bu güçlü duruÅŸ gerekse bankacılık sektörünün saÄŸlam yapısı gerekse siyasi iradenin ve siyasi görünümün güçlü olmasını göz ardı etmeyin” dedi.
DEÄ°K’in rolünü çok önemsediÄŸini dile getiren ÅžimÅŸek, ”EÄŸer gerçekten Türkiye özellikle önümüzdeki 10 yılda olumsuz bir görünüme sahip AB’den az etkilenecekse DEÄ°K’in yapacağı çalışmalar bence çok önemli olacak. Özellikle yeni pazarların geliÅŸtirilmesi özellikle ÅŸu anda nispeten zayıf olduÄŸumuz Asya bölgesi olsun gerekse Latin Amerika ülkeleri olsun orada daha güçlü bir ÅŸekilde konumlanmamız için bizim DEÄ°K’in güçlendirilmesine ihtiyacımız var. DEÄ°K’in baÅŸarılı olması için, ihracatçılarımızı yatırımcılarımızı konumlandırması için ne gerekiyorsa biz DEÄ°K’in yayındayız” diye konuÅŸtu.