Merkez Bankası’nın sene başında açıkladığı yüzde 5,5 enflasyon hedefi, neredeyse iki katına çıkarak yıl sonuna doÄŸru çift haneye dayandı.
2010 yılında yüzde 6,40 olarak gerçekleÅŸen Tüketici Fiyatları Endeksi (TÃœFE) yıllık artışı, ocak ayında yüzde 4,90’a geriledi. Mart ayında yüzde 4,16, ÅŸubatta yüzde 3,99 olarak gerçekleÅŸen yıllık enflasyon nisan ayını yüzde 4,26 olarak geçtikten sonra yükseliÅŸe geçti. Yıllık enflasyon mayıs ayında yüzde 7,7, haziran ayında yüzde 6,24, temmuz ayında yüzde 6,31, aÄŸustosta yüzde 6,65, eylülde yüzde 6,15 olarak gerçekleÅŸti. Ekim ayında yüzde 7,66’ya çıkan yıllık enflasyon, kasımda yüzde 9,48’e ulaÅŸtı.
Sene başında 2011 enflasyon hedefini yüzde 5,5 olarak açıklayan Merkez Bankası gelinen bu deÄŸerle hedefinden oldukça uzaklaşırken, enflasyonun yükselmesinde Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybının rol oynadığı ifade ediliyor. Olumsuz hava koÅŸullarının enflasyonu önümüzdeki aylarda yüksek tutmaya devam edeceÄŸi, 2012 yılının ilk çeyreÄŸinden sonra ise enflasyonun düşüş eÄŸilimine geçeceÄŸi belirtiliyor.
Merkez Bankasının son Enflasyon Raporunda, bu yılın üçüncü çeyreÄŸinde Euro Bölgesi’nde kamu borçlarının sürdürülebilirliÄŸine dair endiÅŸelerin artması ve ABD emlak ve emek piyasalarındaki toparlanmanın öngörülenden daha yavaÅŸ olacağının anlaşılmasının, küresel ekonomiye dair aÅŸağı yönlü riskleri belirginleÅŸtirdiÄŸi belirtilmiÅŸ, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin artması ve risk iÅŸtahındaki bozulmaya paralel olarak geliÅŸmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları gözlenirken, bu etkinin geliÅŸmekte olan ülkelerde kısa vadeli enflasyon baskılarına yol açıp, büyüme ve finansal istikrar kaygılarını ön plana çıkarttığı anlatılmıştı.
Merkez Bankasının, Aralık ayı birinci dönem beklenti anketine göre ise yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10,25’e çıktı. Kasım ayının ikinci dönem anketinde bu oran yüzde 9,22 düzeyindeydi.
Enflasyon mart ayına kadar yüksek seyredebilir
Ata Yatırım BaÅŸekonomisti Nurhan ToÄŸuç, enflasyonun yükselmesinin nedenlerini açıklarken, Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybı ve hava koÅŸullarındaki olumsuzlukların etkisiyle gıda fiyatlarındaki artışın enflasyonu çok olumsuz etkilediÄŸini söyledi.
Uluslararası piyasalarda para basımı hareketlerinin ve global likiditenin artmasının önümüzdeki süreçte enflasyonun yükselmesini tehdit eden faktörlerin başında geleceğine dikkati çeken Toğuç, şöyle devam etti:
”Türkiye’de geçen yıl hızlı bir iç talep büyümesi de vardı. Bu talepteki artış da enflasyonu genel olarak yıl ortasından itibaren hızla artırmaya baÅŸladı. Önümüzdeki yıl için böyle bir sıkıntı yok. Enflasyon mart ayına kadar yüksek seyredebilir. Enflasyon, hava koÅŸulları ve TL’nin deÄŸer kaybı ile olumsuz etkilenmeye devam edebilir ama bu geçici bir süreçtir. 2012 yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 5,5 seviyelerine kadar düşmesi beklenmeli. Çünkü global bir resesyondan söz ediyoruz. Bu da enflasyonu ve genelde fiyatlar seviyesini aÅŸağı yönlü çekmeye yönelik baskıları oluÅŸturacaktır.”
Toğuç, gelişmekte olan merkez bankalarının, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının aldıkları kararlara karşı kendilerini korumak durumunda kaldığını, avro ve dolar para birimlerinde genişlemeci para politikası izlenmesi sonucu gelişmekte olan ekonomilere para girdiğini, bunun da ülkelerde ekonomik dengeleri değiştirdiğini anlattı.
Merkez Bankası’nın cari açığa önlem olarak aldığı kararları anımsatan ToÄŸuç, ”Merkez Bankası çıktı dedi ki; ‘benim rezervlerimde yeterince dolar var. TL’nin 1.900’larda olmasını istemiyorum. Orada tabii bir miktar enflasyonu ön plana alan deÄŸil, finansal stabiliteyi ön plana alan bir politika gördük. Yapılması gereken de oydu” dedi.
Enflasyondaki artışın Merkez Bankası’nın aldığı kararlarla engellenebilecek bir artış olmadığının da altını çizen ToÄŸuç, gelir dağılımındaki farklılığa iÅŸaret etti.
ToÄŸuç, ”Merkez Bankası bu koÅŸullarda yapabileceÄŸinin en iyisini yapıyor. Åžu ortamda yeni inovatif yöntemler buluyor, rezervlerini iÅŸlevsel hale getiriyor, atıl bırakmıyor ve yapılabilecek en akıllıca hareketleri de yapıyor” deÄŸerlendirmesini yaptı.
Enflasyonun suçlusu cari açık
Global Menkul DeÄŸerler Strateji Müdürü Gökhan Uskuay da ithalat talebi ile oluÅŸan döviz talebi ve Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası ile birlikte Türk Lirası’nın önemli ölçüde deÄŸer kaybettiÄŸini anımsattı.
İthalat pahalılaştığını ve cari açıktaki genişlemenin yavaşladığını söyleyen Uskuay, şu görüşleri paylaştı:
”Cari açıkla mücadele için ithalatın pahalılaÅŸtırılması adı üzerinde enflasyon yarattı. Yüzde 9,48’lik enflasyonun yüzde 3,5’u TL’de yaÅŸanan deÄŸer kaybından gerçekleÅŸti. Kurda yükseliÅŸ en büyük ithal kalemlerimiz olan doÄŸalgaz ve petrol fiyatlarında artışa neden oldu. Kamunun sigara ve alkol fiyatlarında yaÅŸanan artışlar ile birlikte enflasyon çift haneye ulaÅŸtı. Enflasyonun suçlusu cari açık ve kamunun fiyat ayarlamalarıdır. Enflasyonun yakın zamanda gerilememesinin suçlusu ise sebze ve meyve fiyatları olacaktır.”
BloombergHT