Afet Gibi Kanun

Van Depremi’nin ardından Türkiye’de uzun dönemden beri kentsel dönüşüm adı altında uygulamaya konulan politikalar hız kazandı. Öncelikle şunun altını çizmek lazım ki, şehirlerimizin kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Fakat bu rehabilitasyon ve yeniden yapılanma olarak değerlendirilirse…

Zira bugüne kadarki uygulamalar daha çok depreme dayanıklı yapılar adı altında tehcir mantığıyla hayatımıza girdi. Mahallelerin dağıtılması, sakinlerin kent dışlarına borçlandırılarak yollanması ve şehir içindeki arazilerinin ranta çevrilerek milyon dolarlarla satılmasına şahit olduk.

Şimdi Afet Yasa Tasarısı olarak kamuoyunun bildiği yeni bir düzenlemenin hazırlığı söz konusu… Tam adı: Afet Riski Altındaki Yapı ve Alanlar Hakkında Kanun Tasarısı… Aynı haliyle yasalaşırsa, içinde o kadar çok kötüye kullanmaya açık düzenlemeler var ki evlere şenlik.

Mesela kamulaştırma ile Mülkiyet Hakkı tamamen gasp ediliyor. Bakanlık ve muhtemelen uygulayıcısı olacak TOKİ gelip tapulu yerinize el koyabiliyor. Peki itiraz hakkı ne? Sadece kamulaştırma bedeline itiraz edebiliyorsunuz. Siz dediniz ki, amaç depreme dayanıklı bina ise, ‘ben anlaşır bir müteahhitle binamı yeniden inşa ederim’. Bu da mümkün olmayacak. Çünkü tek yetkili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kılınıyor.  Üstelik TOKİ tarafından yapılan konutların yapı denetim sistemine dahil olmadığını da hatırlatırım. Bu fiyat baskısıyla yapılan inşaatların iyi olduğunu umalım.

Peki kamu binaları için ne gibi düzenlemeler gerekiyor? Malum onların da durumu pek parlak değil. Buradaki yapılaşma Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkarılıyor ve bir protokolle istenen firmaya inşasının yaptırılmasının yolu açılıyor.

Bitti mi? Hayır… Bunun bütçesinin oluşturulabilmesi için belediyelerin gelirlerinin yüzde 15, büyükşehir belediyelerinin de gelirlerinin yüzde 50’sine el konuluyor. Dikkatinizi çekerim kazanç fazlasının değil, gelirlerinin… Yani belediyenizden hizmet bekliyorsanız, önümüzdeki süreçte iğneden ipliğe gelecek yeni zamlara ve vergilere de hazır olmanızı öneririm.

Bu arada unutmadan afet yasa tasarısı sonrasında öngörülen gelir kalemlerinden biri de 2B satışından elde edilecek gelirin yüzde 90’ı… Yani Anayasa Mahkemesi’nin beş kez iptal etmesine rağmen yüzde 5’lik 2B kapsamına giren bölgeyi gösterip, yüzde 95’lik orman alanını da talana açmaya niyetliler.

Velhasıl kelam işin özü şu: Türkiye’nin çok acil ihtiyacı olan kentlerdeki yapı stoğunun dönüştürülmesi ihtiyacını fırsata çevirerek, yine bazıları rant peşine düştü. Toplanan paraların dönüşüme harcanması meselesine gelince, onun akıbetinin sağlamasını deprem ile ilgili ödediğimiz paraların nereye harcandığına ilişkin açıklamalarda bulabiliriz.

Eğer tasarı bu haliyle yasalaşırsa, şehirlerimizi afete karşı korur muyuz bilemem ama, korkarım kanun ve uygulaması, uygulayıcısının özelliklerini de dikkate alırsanız, Türkiye için başlı başına zaten bir afet olacak. Niyet bu mu? Bilmek çok zor, ama kimseye bir şey sormamalarından ve yine ‘ben yaptım oldu’ uygulamasına girişmelerinden böylesi bir sonuç çıkıyor.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir