IMF Türkiye temsilcisi Mark Lewis, Türkiye ekonomisinin sağlam bankacılık sektörü, güçlü mali yapısı ve esnek özel sektöre sahip olmasının bu sağlam ayaklar üzerine doğru yolda ve birçok ülkeden ayrışan bir görünüme sahip olduğunu açıklıyor. Buna karşın, orta vadede iki sorununun söz konusu olduğunu belirterek bunların düşük tasarruf oranı ve rekabet gücü olduğunun altını çiziyor.
IMF Türkiye Kıdemli temsilcisi Mark Lewis, Türkiye ekonomisinin üç sağlam ayak üzerine oturduğunu, dolayısıyla ekonomimizin doğru yolda olduğunu ve birçok ülkeden farklı olumlu görünüm sergilediğini belirtmiş. Mark Lewis Türkiye ekonomisinin orta vadede iki sorunu olduğunun altını çizerek, bunların tasarruf yetersizliği ve rekabet gücü eksikliği olduğunu kaydetmiş.
Lewis, bütün ülkeler için ekonomik performans ölçümünde üç önemli faktör olduÄŸunu belirterek, bunların saÄŸlam bir bankacılık sektörü, güçlü bir mali disiplin ve esnek bir özel sektör olduÄŸunu söylüyor. Bu üç önemli faktöre sahip olan ülkelerin “baÅŸarılı ekonomiler” olduÄŸunu söyledikten sonra, “Türkiye bu üç kriterde çok baÅŸarılı. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi doÄŸru yolda ve diÄŸer birçok ülkeye göre farklı görünüm ortaya koyuyor” yargısına varıyor.
Euro bölgesinde birçok sorun yaÅŸandığını bunlar arasında finans sektörü sorunları, kamu finansmanı, karar verme sürecindeki olumsuzluklar ve vergi politikalarının yer aldığını belirten Lewis, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’in Euro bölgesi ülkelerine farklı politikalar önerip destek saÄŸladıklarını açıklıyor. Buna karşın Euro bölgesinde yaÅŸanan zorlukların Türkiye dahil herkesi etkileyeceÄŸini belirtiyor. Türkiye’ye etkisinin Türk ihraç ürünlerine talep azalması olarak görüleceÄŸinin altını çiziyor. Buna mukabil Türkiye’nin diÄŸer ülkelere karşı avantajlı olduÄŸunu, dünya genelinde kamu finansman sorunları yaÅŸanırken Türkiye’de hem kamu finansmanın saÄŸlam olduÄŸunu hem de finans sisteminin güçlü olduÄŸunu belirtiyor. Türk özel sektörünün dinamik ve esnek olması ile hane halkı borçluluÄŸunun düşük olmasının da Türkiye’nin avantajları olduÄŸunu açıklıyor. Türkiye’nin bir baÅŸka avantajının da iÅŸ dünyasının istihdama, yatırıma ve yeni pazarlara yönelmesine siyasetin destek vermesi olduÄŸu görüşünü öne sürüyor.
Lewis IMF olarak Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasını desteklediklerini belirterek, “Türk bankacılık sistemi güçlü durumda. Sermaye yapısı son derece güçlü, likidite yapısı saÄŸlam. Bunlar Türkiye’nin güç kaynakları. Merkez Bankası’nın para koridoru uygulamasını destekliyoruz. Bunun geçici bir süreç olduÄŸunu sonunda tik bir seviyede sabitleneceÄŸini düşünüyoruz.” DeÄŸerlendirmesini yapıyor.
Mark Lewis Türkiye’nin orta vadede iki önemli sorunu olduÄŸunu belirterek bunların yetersiz tasarruf gücü ve rekabet olduÄŸunu açıklıyor. Tasarruf gücünün yetersizliÄŸinin yatırım finansmanında yabancı tasarruflarının kullanımı ihtiyacını doÄŸurduÄŸunu; bunun da cari açığa yol açtığını belirterek, “Türkiye’nin yabancı tasarrufa ve yatırıma ihtiyacının azalması ve kendi kaynaklarıyla hızlı büyümesi için tasarruf oranını artırması gerekir” sonucunu ortaya koyuyor.
Lewis orta vadede ikinci olumsuzluk olarak gördüğü rekabet sorunun birçok ekonomi için geçerli olduÄŸunu belirterek, “Türkiye aslında ekonomisini çeÅŸitlendirip ihracatını geliÅŸtirdi. Ama Pazar payını korumak, yeni pazarlara gidip rekabet gücünü artırmak, üçüncü ülkelerde diÄŸer ülkelerle rekabet etmesi gerekiyor. Avrupa ve eski Sovyetler birliÄŸi coÄŸrafyasında ve OrtadoÄŸu’da güçlü olan Türkiye Asya’da yeterince güçlü deÄŸil. Oysa bu büyük bölge önemli Pazar ve büyüme fırsatları sunuyor. Türkiye’nin yeni adımı Asya pazarı olmalı” diyor.
IMF’in 2011 Türkiye büyüme tahmininin yüzde 8.5 olduÄŸunu açıkladığını belirten Lewis, 2012 büyüme tahmininin ise yüzde 2-2.5 olduÄŸunu, bunun son derece normal görülmesi gerektiÄŸini, Türkiye’nin hızlı koÅŸtuÄŸu bir dönemin ardından doÄŸru ilerlerken, soluklanma vaktinin geldiÄŸi için ekonomisinde hafif bir iniÅŸ beklediklerini söylüyor.
IMF Türkiye temsilcisi bu açıklamalarıyla Türkiye’nin olumlu ayrıştığının altını çizmiÅŸ oluyor.