Piyasalar için bu haftanın en önemli gündem maddesi AB’deki liderler zirvesi. Bu zirvenin ‘başarılı olarak algılanmasının’ bence yegane koşulu ‘ortak maliye politikalarının oluşturulması’ konusunda herkesin mutabık kalmasıdır. Bu olduktan sonra bir de ‘borç tenzilatı’ konusunda anlaşmaya varırlarsa görün siz o zaman Noel Baba rallisini.
Haftanın son iki günü AB liderler zirvesi toplanıyor Brüksel’de. Artık kritik eşiklerin bir çoğunu aşıp, ülkelerüstü hale gelen “AB’nin borç sorunu” bir kez daha liderler seviyesinde ele alınacak. Almanya-Fransa dışındaki liderlerin yavaş yavaş değiştiği bir dönemde yine karar alma konusunda sorunlar yaşanacak mı merak konusu.
Aslında sadece piyasalar değil, Obama da bu konuda endişeli olsa gerek ki ABD Hazine Bakanı Geithner’i Avrupa “turnesine” yollamış. Geither başbakanlar, Maliye Bakanları ve Merkez Bankası başkanları ile görüşecek bu turnede. Frankfurt, Berlin, Paris, Marsilya ve Milano’yu ziyaret edecek olan Geithner; Sarkozy, Wiedmann, Schaeuble, Weidmann, Baroin, Rajoy ve Monti gibi ‘ağır toplarla’ bir araya geldikten sonra zirveye katılmadan Washington’a dönecekmiş. Adeta ABD soruna el koymuş. Zirve öncesinde kendi aralarında anlaşamayan AB üyesi ülkelere bir ‘merkez valisi’ ya da ‘arabulucu’ olarak gönderilen Geithner’in mesajı büyük olasılıkla “Sizin beceriksizlikleriniz, bizim meselemiz haline geldi. Kendi derdimiz bize yetiyor, bir de sizinle uğraşmayalım. Bir an evvel adım atın, ayak sürümelerden vazgeçip karar alın!” olacaktır.
Alman Maliye Bakanı Schaeuble’nin yeni bir önerisi tartışılacak. Sorunlu ülkeler, GSMH’sinin yüzde 60’nın üzerindeki borçlarını ayrı bir fonda toplayacaklar ve bunları da 20 yıl içinde ödeyerek kapatacaklar. ‘Normal borçları’ da her zaman yüzde 60’lık bant içinde kalacaklar. Sorunlu kısmı “karantina altına alma” adına iyi bir öneri gibi görünse de normal borçları nereden ödeyecek ülkeler, bu yeni fonun gelirleri ne olacak, vergi gelirlerinin kullanım önceliği fon bonolarına mı yoksa ‘normal borçlara’ mı ait olacak. Vergi gelirleri her ikisine de yetmediği zaman öncelik kimde olacak; bunlar henüz daha belli değil. “Ortak euro bonosundan” daha iyi bir fikir olarak görünse de sorunlu ülkelerin borç ödeme kapasitelerine ne gibi bir katkı sağlayacağı henüz netliğe kavuşmuş değil!
Zira ister yeni fon için olsun, ister rutin bonoların ödenmesi için olsun, borçlar aynı kalıp, kemer sıkma önlemleri arttırılacak olur ise borçlu ülkelerin yeterli büyüme sağlama imkânları kısıtlı olacağından korkarım her ikisi de ödenmeyecektir!
Peki bu zirve nasıl ‘muş’tu haline gelebilir. Ne söylenirse piyasa bunu müjde olarak algılayacaktır? Kolay olanı tercih edeceklerdir. Yani ‘ECB’nin bankaların elindeki sorunlu bonoları sonsuz miktarlarda alsın, piyasalara sonsuz likidite versin’ piyasaların tercihi olacak, kısa vadede piyasaları coşturacaktır. Ancak bugüne kadar buna direnmiş olan Merkel’in buna razı olacağını sanmıyorum. Schaeuble’nin planının da işe yaramayacağı ihtimaline karşın bu zirvenin “başarılı olarak algılanmasının” bence yegane koşulu “ortak maliye politikalarının oluşturulması” konusunda herkesin mutabık kalmasıdır! Bu olduktan sonra bir de “borç tenzilatı” konusunda anlaşmaya varırlarsa görün siz o zaman Noel Baba rallisini.
Anlaşamazlarsa ne olur?
Öncelikle olan euroya olur. Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında 1.3550’ye kadar “toparlanabilen” euro sonrasında; Cuma gününün ikinci yarısında; 1.34 seviyesinin bile altına inildi. Zirveden “tatmin edici” bir anlaşma çıkmadığı takdirde euronun önce 1.3275, ardından da 4 Ekim’de görülen 1.3146 seviyesini test etmesi olasılığı çok yüksek.
Ha, anlaşma oldu. AB’de birlik, dirlik güçlendi deneceke olursa da euronun 1.3620 seviyesinin test etmesi söz konusu. Aşılması hayli zor. Ola ki aşıldı bir sonraki ve önemli direnç seviyesi 1.3730 olacaktır. Ancak ben bu ihtimali hayli düşük görüyorum.
Bu arada euronun kaderini çizecek bir başka gelişme de 8 Aralık’taki ECB’nin faiz toplantısı olacaktır. 1.25 seviyesindeki politika faizlerinin en azından 25 baz puan düşürülmesi bekleniyor. Böylesi bir indirimde çok geç kalınmış olduğunu, bu sefer de bu indirim gelmez ise; hele ki bir sonraki günkü zirveden mutabakat çıkmadığı takdirde; bir sonraki toplantıda ECB’nin 50 baz puanlık bir indirime gitme olasılığı hızla artacaktır!
Hafta boyunca heyecanlı bekleyiş sırasında bir yandan Cuma günü ABD’den gelen yüzde 8.6 ile son iki buçuk yılın en düşük işsizlik verisinin morali, diğer yandan AB zirvesi piyasaları yukarıda tutacağa benziyor. Ancak hatırlatmakta fayda olduğunu düşündüğüm iki nokta var:
İlki Cuma günü ABD borsaları beklentilerden(yüzde 8.9) iyi gelen işsizlik oranıyla (yüzde 8.6) buldukları morali çok çabuk tüketti. Gün içinde yüzde 1 kadar yükselen borsalar, günün sonunda tüm kazançlarını geri verdiler. Kısa vadede bu önemli bir gelişme.
Diğerine gelince… Bu önemli! Zirveden nasıl bir karar çıkarsa çıksın AB ülkelerinin borsaları “üç vakte kadar” geçtiğimiz hafta kapanış seviyelerinin altına inecekler. Eğer temel sorunlara yönelik uzun vadeli bir dizi karar alınacak olur ise bu durumda bahse konu olacak “kemer sıkma” önlemleri borsaları kısa vadede olumsuz etkileyecektir. O zaman “üç vakit”; üç gün gibi kısa olabilir. Diğer yandan yine piyasalara likidite verilme yönünde bir yöntem izlenecek olur ise, kısa vadede “mutlu olacak” piyasaların aslında bu yöntemle kurtulamayacakları anlaşılacaktır. Bu durumda da “üç vakit”, üç haftayı bulabilecektir.
Bize etkileri mi dediniz…
Paritenin 1.32’lere gitmesi, dolar/TL kurlarının 1.8250’nin altına inmesini zorlaştıracaktır. Kurlarda hafta boyunca 1.8250 seviyesi kritik olacak. Altına inilmesi ancak zirveden gelebilecek ya da öncesinde “sızabilecek” haberlerle, euronun değer kazanmasıyla mümkün olabilecek. Böyle bir durum hasıl olduğunda dolar/TL kurlarının 1.7850-1.7920 bandına kadar değer kazanması ihtimali artacaktır. Tersi durumda ise yerel piyasalar değer kaybının sınırlı olması için uğraşacaklardır.
Bu konuda bugün açıklanacak bizim Kasım ayı enflasyon verilerine de bakmakta fayda var. Yüksek enflasyonun MB’de “kırmızı görmüş boğa” etkisi yaratıp yaratmayacağına bakmakta fayda var!
Geçen hafta ne dedik, ne oldu?
Kasım Rallisi’nde son üç gün Kasım ayının son gününde piyasalar bile ralliye inanamadı!
Dolar/TL 1.9119’u aşarsa… Aşmadı!
DAX’ta 5.775 önemli direnç Bunu bile dinlemedi, 6.000’in üzerine çıktı!