Cuma günü The Economist Erdoğan hakında en ağır makalesini yazdı, adeta polis devleti kurmaya yönelmekle suçladı. Wall Street Journal Babacan’ın sıfır faizle ilgili sözlerini satırlarına taşırken, artık ekonomistlerin bile baskı altında tutulduğu iddiasına da yer verdi. TIME blogunda Ahmet Şık ve Nedim Şener davalarının aslında muhalifleri ve Gülen’e karşı sesini yükselten herkesi susturmayı hedeflediği yazıyor. Batı basını ile Erdoğan arasındaki bir gecelik ilişki bitti.
Yakında, AB ve ABD de gerçeği görecektir: Erdoğan’ın hayalinde otoriter bir devlet, “paternal” (baba erkil) tek sesli toplum modeli var. “Büyüğünden” gelene teşekkür eden, her denileni yerine getiren, yanlış yaptığında tokat yemeyi sessizce sineye çeken bir toplum oluyoruz. AKP’lilerin hayalinde ise gittikçe zenginleşen Türkiye’nin bütün rantını müteahhitler ve belediye şirketleri vasıtası ile kendi ceplerine akıtmak var. Ve becerirler de. Çünkü güzel milletime Şeytani bir tercih sunuldu: Sus ve AKP yönetiminde zengin ol. Ya da diğer partilere oy ver ve fakirleş.
Çünkü eğriye eğri, doğruya doğru. CHP’nin ya bir ekonomi politikası yok, ya da söylüyor da biz duymuyoruz. Cari açık ve enflasyon almış başını yürümüş, bir TCMB var ki artık dünyanın alay konusu. “Son derece başarılı” politikaları sayesinde DİBS faizi bugün %11’i de kırarak 2.5 yıllık zirve yaptı. Arıtk kredi bulmak imkansız. Çünkü TCMB TL’yi savunmak için para miktarını da kısıyor. Halbuki, Erdoğan’dan izin alıp faiz artırsa, ekonominin yeni şartlara alışması çok daha sancısız geçecek. Peki bütün bunlara CHP ne diyor? Efendim, duyamıyorum?
Yazının devamı için BURAYI tıklayınız