Tarihler, Ekim 2011’i gösterdiğinde, medyada, Rönesans kıtasının, EFSF üzerinde anlaştığı , ekonomik krizin bitirileceği yönünde haberler çıkmıştı. Sözde, Euro Bölgesi liderleri gece geç saatlere kadar yaptıkları toplantılarda, özel bankalar ile gerçekleştirdikleri pazarlıklar sonucu, bankaların ellerinde ki Yunan tahvillerinin değerini yüzde 50 silerek, Yunan ekonomisinin 350 milyar euro civarındaki kamu borcunu, en az 100 milyar euro azaltarak, büyük ölçüde sürdürülebilir hale getirmişti. Ancak bu maliyet bankalara büyük yük bindirmiş durumda.
EFSF’nin,  hacmi, 1 tirlyon €’ya çıkarılmasına raÄŸmen, 10 yıllık EFSF tahvilin ikinci piyasa da iÅŸlem gördüğü oranlar ÅŸu an % 3.7 seviyesinde. Biraz da açık ifade edersek, Almanya’nın 10 yıllık borçlanma faizi % 2, Fransa’da % 3.5, Ä°spanya’da % 6.3 ve Ä°talya’da % 6.8 seviyesinde. Sonuç olarak, 10 yıllık ülke faizleri, Almanya hariç, EFSF faiz oranlarının üzerinde.
Bardağın dolu tarafı olarak herşey toz pembe olarak  görünse de, diğer tarafına baktığımızda Euro bölgesinde nakit sistemi hiç de kolay olmayacak gözüküyor. Nedeni, ise tek bir kalemde, Yunan tahvillerinden silinen borç yanında, diğer Avrupa ülke borçlarının toplamı 1 tirlyon €’yu çok dan aşmış durumda. Normal olarak, 2 –3 trilyon € paraya ihtiyacı olan Rönesans kıtasının, 1 tirlyon € ile neyi finanse edeceği büyük merak konusu ? Yakın zamanda, Avrupa Merkez bankasının, faizleri indirmesi artık kaçınılmaz bir durum olmak ile birlikte, olumlu hava ne kadar sürer derseniz bence yıl sonunu geçmez. Küresel piyasalar ve kredi değerlendirme kuruluşlarının yeni gözde ülkelerinin, İtalya, İspanya, İngiltere, Fransa olduğu bir ortamda, Avrupa dünyanın başını ağrıtmaya devam edecek ve resesyona doğru ilerleyecek gözüküyor.
http://bigyatirim.blogspot.com/
Dr.Ä°smet DEMÄ°RKOL