Türk diyasporası, bir Türkiye duyarlılığına sahip olduğu için, Türkiye lehine lobi faaliyetleri için de son derece önemlidir.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bir süredir Türk Diyasporası’nı örgütlemeye çalışıyor. DEİK kendi bünyesinde bu amaçla önce bir Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) kurdu. DTİK, bu yıl Dünya Türk Girişimciler Kurultayı’nın yedincisini topladı. Toplantı, dünyanın her tarafındaki Türkiye kökenli girişimcileri bir araya getiriyor. Türk Diyasporası, yurtdışında yerleşik Türkiye kökenli girişimcilerden oluşuyor. Katılımcılar, çeşitli ülkelerde, çeşitli alanlarda çalışıyorlar. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun “artık göçmen işçi topluluğu değil, Türk diyasporasıyız” dediği durum budur. Ben bir ülkenin güçlü ve yaygın bir diyasporaya sahip olmasının o ülkenin güçlü bir sanayiye sahip olması açısından önem taşıdığını düşünüyorum. Güçlü ve yaygın bir Türk diyasporasının, Türk sanayiinin dönüşümü için ne kadar önemli olduğunun farkında mısınız?
Diyaspora sıralamasında ilk üç Çin, Hindistan ve İrlanda’dır. Türkiye, dokuzuncu sırada İran’ın hemen üstündedir. İlk ona bakınca görünen şudur: Diyasporaları şekillendiren dünün yoksunlukları ve yoksulluklarıdır. Sefalet, insanları ülkelerinin dışına atmıştır. Nitekim yurtdışındaki yaklaşık altı-yedi milyon Türkiye kökenlinin yaklaşık beş milyonu Avrupa’dadır. Bunlar, bundan elli yıl önce, Almanya’ya göçmen işçi olarak girmişlerdir. Bugün orada girişimcidirler. Bugün diyasporalar daha farklı biçimlenmektedir. Göçmen işçi olmaya değil, okumaya gidilmektedir. Türkiye bu sıralamada da ilk on içindedir. Her durumda, göçmen toplulukları sosyal küreselleşmeyi derinleştirmektedir.
Geleyim tespitlere. Birinci nokta şudur: Diyasporanın iyisi, kendi ülkesinin yolunu unutmayanıdır. Çin’de kendi diyasporalarına denizkaplumbağaları (sea turtles) diyorlar. Denizkaplumbağaları kendi kökenlerini unutmayıp, ülkelerine yeniden ve yeniden geri dönüyorlar. Ülkelerinden bir türlü kopmuyorlar. 1979 ile 2008 arasında toplam 1.4 milyon Çinli öğrenci yurtdışında lisans ve yüksek lisans çalışması yapmak üzere vize almış. Bunların yaklaşık 400 bini Çin’e geri dönmüş. Nasıl geri dönmüşler? Gittikleri gelişmiş ülkede öğrendiklerini, bilgi ve görgülerini ülkelerine geri taşıyarak dönmüşler. Bu arada, Çin de geri dönmek isteyenleri pişman etmeyecek imkânları yaratmış elbette. Mesela, 2002 yılında Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin yüzde 2’si bu deniz kaplumbağalarından oluşurken, şimdilerde bu oran yüzde 17’ye ulaşmış durumda. Denizkaplumbağalarının yolu açık oluyor demektir bu. Dolayısıyla diyasporanın örgütlenmesi, isteyenler için, dönüş için sağlanan şartları hem tasarlamak hem de duyurmak için son derece yararlıdır. Geri dönüş ise ülkedeki dönüşüm süreci için son derece faydalıdır. İlk dikkat çekmek istediğim nokta budur.
Gelelim ikincisine, diyasporanın iyisi ille de gelişmiş ülkelere gideni ve de geri geleni değildir. Gelişmekte olan ülkelere giderek orada kalanların da önemi büyüktür. DEİK web sitesinde DTİK’ten Coca Cola CEO’su Muhtar Kent’in yazısına hiç baktınız mı? 2030 yılında kadar dünya çapında 700 milyon kişinin yoksulluktan kurtulması bekleniyor. Küresel orta sınıf biraz daha büyüyecek. Peki nerede büyüyecek? Gelişmekte olan ülkelerde elbette. 2008 krizinden çıkarken arttığını gözlemlediğimiz güney-güney ticareti arızi bir durum değil, yapısal bir değişimdir. Yalnızca gelişmiş ülkelerdeki diyasporayı değil, diğer ülkelerde yerleşik ve faal olanları da bir araya getirmenin önemi bu çerçevede son derece büyüktür. Ticaret artık bayrakla değil, yatırımlarla ilerlemektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde yerleşik Türkiye kökenli girişimciler bugünlerde ülkemiz için son derece faydalıdır. Küresel ticaretin artmasında diyasporanın rolü önemlidir.
Üçüncü nokta ise doğrudan siyasetle ilgilidir. Diyaspora denilince bizim aklımıza öncelikle Amerika ve de Amerikan Kongresi’ne yönelik lobi faaliyetlerinin gelmesi nedensiz değildir. Örgütlü azınlıklar, demokratik ülke siyasetinde ağırlık taşımaktadır. Türk diyasporası, bir Türkiye duyarlılığına sahip olduğu için, Türkiye lehine lobi faaliyetleri için de son derece önemlidir.
İngiliz The Economist dergisi, yerküre üzerindeki nüfusun yüzde 3’ünün ilk kuşak göçmen olduğunu geçenlerde yazdı. Bu, diyasporaları toplarsak, bugünkü büyüklüğünde üç Türkiye çıkar demektir. Türk diyasporasının örgütlenmesi hem faydalı, hem de zamanlıdır.