AB’nin finansal otoriteleri dün “hatalı ve gerçekçi olmayan varsayımlar nedeniyle” 90 kredi kuruluşunun finansal sağlamlık testlerini ertelemek zorunda kaldıklarını açıkladılar. AvrupaBankacılık otoritesi; bankalardan gelen ilk sonuçların niteliğinin yeterli olmaması nedeniyle teste tabii tutulan kredi kuruluşlarından ve bankalardan bir kez daha veri talep edecekmiş.
Bu gecikme nedeniyle stres testlerinin sonuçları Temmuz ayına kalabilecekmiş.
“Hatalı ve gerçekçi olmayan varsayımlar… “, “niteliği yeterli olmayan sonuçlar…” size bir şeyi hatırlatıyormu bilemedim ama bana iki farklı şeyi hatırlattı. İlki “Yunanistan vakası”, ikincisi ise sonuçlar çok kötü diye mi ertelendiği… Aslında ikincisi dolaylı olarak yine komşu ile ilgili.
Yunanistan vakasından kastım, komşunun AB’ye verdiği raporlardaki kalem oynatmaları. Hatırlarsınız geçtiğimiz yıl ortaya çıktı ki komşu borçlanma ve bütçe konularında AB’ye yalan/yanlış bilgiler vermiş, borçlanma oranlarını AB kriterlerine uydurabilmek için yatırımbankalarıyla “kaydi” (sahte demeye dilim varmadı) türev işlemleri yapmış. Acaba diyorum stres testlerinin ertelenmesinde Yunanistan vakasına benzer durumlar mı ortaya çıktı?
Hal böyleyse Avrupa bankacılık otoritesinin, otoritesini sorgulamak lâzım. Kendisi yeterince “otoriter” değil ki bankalara yalan yanlış bilgi vermeye yeltenebiliyorlar. Önce otoritenin tesisi gerekecek bu durumda.
Bu durumun bana hatırlattığı ikinci mesele ise “durumun halka açıklan(a)mayacak kadar kötü” olduğudur. Düşünsenize AB’nin “problem çocuklarının” bonoları iskontolu fiyatlanıyor. Bu bonoların bilançolardaki değerleri de ister istemez düşüyor. (Her ne kadar Avrupa Merkez Bankası önemli kısmını alıyor olsa da halen daha piyasalarda ciddi miktarda işlem gören bono var!) Bu durum da stres testine tabii tutulan bankaları daha da strese sokuyor. Bir de bunun üzerine İrlanda, Portekiz ya da Yunanistan’dan birinin “teknik olarak battığı” senaryosunu düşünsenize … Böylesi bir senaryoda bonoların fiyatları daha da aşağı inecek, bankalar daha da strese girecek ve hatta öylesine strese girecekleri ki, bilançolar “halka açıklanamayacak hale” gelebilecek. Dünkü açıklama tam da bunları çağrıştırdı bana.
Ama belli ki piyasa benim kadar bu konuya kafayı takmadı. Baksanıza bunca “strese” rağmen euro kısa bir süre için 1.4320’lere düşse de dün 23 Mayıs’tan bu yana en yüksek seviyesi olan 1.4486’ya kadar çıktı.
Belli ki piyasanın algılaması “strese girmeye gerek yok!”, nasılsa stres testi sonuçları “stres yaratmayacak noktaya kadar esnetilecek” şeklinde. Ya da Almanya’nın hamiliği sayesinde önce Yunanistan kurtulacak bu sayede de bankaları strese sokan sorun ortadan kalkacağı beklentisi euroyu “korudu”!
Yine de önümüzdeki günlerde AB otoriteleri yine güneşi balçıkla sıvamaya çalışırlarsa korkarım ileride ödenecek bedel daha yüksek olacaktır. Olsun nasılsa biz ödemeyeceğiz, gelecek iktidarlar/nesiller ödeyecek deniyorsa o başka…