Yavaşlayan Ekonomide Seçim Etkisi

PMI dünyanın bütün büyük ülkelerinde derlenen, sanayi ve/veya hizmetlerde faaliyet düzeyini ölçen bir anket.  Beklenti veya tahmin değil, gerçek verilere dayandığı, şirketlerin en kilit yöneticileri ile çok basit sorular içeren anket yaptığı ve çok hızlı açıklandığı için en çok rağbet gören öncü gösterge şu anda. Dün başlayıp bu sabah da Asya’da aralıksız süren satış dalgasında tüm dünyada PMI’ların gerilemesi baş rolü oynuyor. Hiç bir büyük ekonomide PMI 50’nin altında değil, yani sanayi ve muhtemelen bugün ABD’de açıklanacak hizmetlerde faaliyet artmaya devam ediyor, ama son 2 ay içinde gözlenen gerileme çok dikkat çekici.

Dünya ekonomisi artık bir konjünktür ortası yavaşlama evresine girdi.  Bu yavaşlamanın normalde yaz ortalarında bitmesini beklerim.  Ama, eğer ABD’de bütçe krizi, AB’de PIIGS krizinin iflasla sonlanması, Japonya’da hükümet krizi ve resesyonun deflasyona dönüşmesi gibi riskler de büyüme kaygılarına eklenirse çilemiz daha uzun sürer.  GOP’lar bu sorunlardan bayağı uzak.  Tabii, Çin ve ABD gibi dünyanın önde gelen iki talep motorunun teklemesi o ülkelerde de büyümeyi biraz vurur, ama enflasyon kaygıları da paralel olarak hafifleyeceği için, merkez bankaları faiz artırım sürecini erken tamamlar, tahvil tarafına alım gelebilir. GOP’lar için en büyük kısa vadeli tehdit emtiaların da riskten kaçıştan olumsuz etkilenip, petrolün mesela yeniden 80 dolar/varilin altına gerilemesi olur. İhracatın da azalması, borsalarda umduğumdan daha sert gerilemeler yaratabilir.

Çarşamba bizde açıklanan Mayıs PMI 50.6 ile geçen Ağustos’dan bu yana en düşük düzeyine yavaşlarken, hala büyümenin sürdüğünü de ispatladı.  TİM ihracat verilerinde Mayıs’da gözlenen %25 civarında artış da aynı yönde fikir veriyor.  İTO Geçim Endeksinin gıda bileşkeninde artış mülayim, bu da iyi haber ve yavaşlayan büyüme algılaması ile tutarlı. Ama tüm dünyada gıda fiyatları göğe tırmanırken bizde yavaşlaması hiç normal değil.  Aynen elektrik ve doğalgazda zamların ertelenmesi gibi, gıdada da hükümet ithalata izin vermek, stoklardan ucuza mal satmak gibi yöntemlerle fiyat artışlarını frenliyor olabilir.

En son  olarak ise CNBC-E Mayıs tüketici endeksleri bir miktar gerileme gösteriyor, ama mevsimsel olarak düzeltilmiş veri görmedim, belki de bu gerileme çok belirgin değildir. Ekonomide yavaşlama hemen TCMB’yi gaza getirdi, başarıyı sahiplenme çabası içinde.  Yanılıyor. Yavaşlama TCMB’nin eseri  değil, kalıcı hiç değil. Birincisi dünya yavaşlarken bizim hızlanmamız biraz garip olur.  İkincisi ise, seçim meydanlarında yaşanan gerginliğin işdünyası ve tüketici güvenini hırpalamaya başlamış olmasından şüpheleniyorum. Geçen sen anketler Ağustos ayında referanduma EVET-HAYIR’ları başabaş gösterince de aynı ikilem yaşanmıştı ekonomide. Ardından 4Ç’deki akıllara sığmaz patlama geldi.

Bu sefer de öyle olabilir, ama seçimleri kazanacağından en ufak bir şüphe dahi duymadığım AKP’ye seçimden sonra istikrar paketi çıkartmak ve uzlaşarak yeni anayasa arama misyonlarına ek bir ev ödevi daha geldi. O da siyasete hakim kılınan kin ve intikam duygularını yatıştıracak hamleler yapmak.  Ortada BDP/PPK ve bir sürü karanlık mihrak varken, Sn Kılıçdaroğlu gibi “çelebi karakterli” bir zat dahi meydanların şehvetine kapılmışken tırmanan şiddet ortamından AKP’yi sorumlu tutmam vicdana sığmaz ama  siyasetin başat aktörü AKP  ve ülkenin en karizmatik lideri Sn Erdoğan hiç bir çaba göstermiyor bu ortamı yatıştırmak için.  AKP’ye karşı çıkan herkes, eşkiya, çapulcu, PKK işbirlikçisi.  Hiç kimse Türkiye’nin en vatansever ve cefakar bölgesi Hopa’da niye halk birden patladı diye sormuyor.  Halk Kardeniz’de dünya mirası derelerin üstüne HES istemiyor, tarımda çöküşden şikayetçi.

Ama, AKP iktidarına yaranmaya çalışan polis, sıkı yönetim dönemlerini aratmayan sertlikle halkın üstüne gidiyor. Suriye’yi yakından seyredin.  Esat halkın üstüne tankını topunu gönderdi, ama tek elde ettiği daha fazla kızgınlık oldu.  Hayatı boyunca otoriteye kaş dahi kaldırmamış insanlar polisin ceberrüt tutumu yüzünden protestolara başlıyor.

Bu ortam sürerse, tüketici bir süre sonra yarına güvenle  bakamaz hale gelir.   İşdünyasının durumu daha da kötü.  Başbakan Sn İnan Kıraç’a da ayağını denk alsın anlamına gelen bir nasihat salladı. Suçu ne?  CHP seçim kazanacak diye bahse girmiş  Yasak mı kardeşim?  Miliyet Yazarı Sn Abbas güçlü ÖSYM skandalını deşifre etti, Sn Erdoğan seçimden sonra defterini düreceğim diyor.  Tüm medya korkuyor.  Bu ortamda sabit sermaye yatırımı filan yapılmaz, çünkü bazı aklı evellerin düşündüğünün aksine seçimlerden 2009’a nazaran daha güçlü çıkacak bir AKP, kendi benimseyen kesimleri baskıyla sindirme yoluna gidebilir.  TÜSİAD, “taraf olmayan bertaraf olur” tehdidini  unutmadı.  Sn Ümit Boyner’e de nasıl medya yoluyla suikast yapıldığını gözledi.  Seçimden sonra bu tutum sürerse, TCMB dileğine kavuşur, iç talep çöker, çünkü millet AKP korkusundan ne AVM’ye gider ne fabrikasını açar.

Atilla YEŞİLADA

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir