Amaçlar Güzel, Lâkin

Siz bu yazıyı okurken Merkez Bankası (TCMB) yeni eylem planını açıklamış olacak. Ä°lgili duyuruda “Türk lirasının deÄŸerini önemli ölçüde güçlendirecek fiyat istikrarı, faiz politikası, döviz rezerv politikası, zorunlu karşılık politikası ve finansal istikrardan oluÅŸan beÅŸ maddeli bir eylem planı hakkında bilgi sunulacaktır” deniliyor. Sizi bilmem ama benim TCMB’nin son zamanlarda yaptıkları hakkında kafam oldukça karışık. Gelin, bu kafa karışıklığını size de yansıtayım bugün.

“Türk lirasının deÄŸerini önemli ölçüde güçlendirecek” denildiÄŸine göre demek ki ÅŸu andaki deÄŸerinin düşük olduÄŸu düşünülüyor. Zaten birkaç haftadır bu nedenle TCMB önceden hiç yapmadığı bir ÅŸeyi yaparak piyasaya doÄŸrudan döviz satım müdahalesinde bulunuyor. Bunlar sürpriz müdahaleler. Bir de düzenli döviz satım ihaleleri var. Onlar da birkaç ay önce baÅŸladı. Tüm bunlar -yanlış hatırlamıyorsam- temmuz sonuna doÄŸru TCMB BaÅŸkanı’nın eÅŸit miktarda (yarım-yarım) avro ve dolardan oluÅŸan döviz sepetinin 2 liraya gelmesi üzerine, gelinen kur düzeyinin yüksek olduÄŸunu açıkça belirtmesinden sonra baÅŸladı.

Ne var bunda diyebilirsiniz? Ä°ki ‘sorun’ var. Birincisi, aynı TCMB Ekim 2010 ile yaklaşık Temmuz 2011 ortası arasında o döviz sepetinin deÄŸerini artırmak (liranın deÄŸerini düşürmek) istiyordu. TCMB yetkililerinin yaptıkları sunumlarda diÄŸer yükselen piyasa ekonomilerinin paraları deÄŸerlenirken (ne kötüydü) Türkiye’nin parasının deÄŸer kaybettiÄŸi (ne iyiydi) grafiklerle gösteriliyordu. Dolayısıyla, birinci ‘sorun’ döviz kurunun deÄŸeri hakkında kısa sürede gerçekleÅŸen büyük U dönüşü.

Ä°kinci ‘sorun’ bu U dönüşünün temel nedeninin dikkate alınmaması ile ilgili. Yurtdışı temmuz sonuna doÄŸru karışmaya baÅŸlayınca, küresel risk alma iÅŸtahı düştü. Türkiye’de ve çoÄŸu yükselen piyasa ekonomisinde döviz kuru hızla artmaya baÅŸladı. Kaynağı dışarıda olan bir harekete karşı ne yapabilirsiniz? Merkel ile Sarkozy tepiÅŸiyor, Avrupa’nın sorunlarına bırakın temel bir çözümü, makyaj düzeyinde bile bir ‘çözüm’ bulamıyorlarsa, döviz kurundaki yükseliÅŸe karşı ne yapabilirsiniz? Eskiye göre yüksek olsa da, kısıtlı miktardaki rezervinizi harcayarak (döviz satarak) Merkel ile Sarkozy’nin anlaÅŸmasını saÄŸlayabilir misiniz?

Dolayısıyla, ders 1: Bizim gibi ülkelerde özellikle yurtdışı sorunluyken (dikkat; karışıkken bile demiyorum) döviz kuru hakkında konuşmaz merkez bankası yetkilileri. Konuşurlarsa merkez bankasını zor durumda bırakırlar.

Para politikasının zor durumda kalmasının tek nedeni döviz kuru hakkında verilen demeçler olsa yine iyi. ‘Bir yolla’ hatadan dönebilirsiniz belki.  Bakın ‘kafa karışıklığına’ yol açan baÅŸka neler var:

Temmuz, aÄŸustos ve eylül aylarındaki Para Politikası Kurulu kararlarında hep ÅŸu söyleniyordu: “…önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleÅŸmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetteki yavaÅŸlamanın belirginleÅŸmesi halinde bütün politika araçlarının geniÅŸletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceÄŸi…” Yani, büyüme hızının düşmesi riski var ve bu riskin gerçekleÅŸeceÄŸini görürsem faiz haddini ve zorunlu karşılık oranlarını düşüreceÄŸim.

Yine aynı metinlerde yaşanan döviz kuru hareketlerinin de etkisiyle cari işlemler açığında yılın ikinci yarısında iyileşme beklendiği vurgulanıyordu. Enflasyonda bir miktar yükselme yaşanabileceği ama bu yükselişin geçici olacağı belirtiliyordu. Üstelik enflasyondaki görünümün 2012 yıl sonu hedefi ile uyumlu olduğu söyleniyordu. Buraya kadar güzel: Enflasyon yolunda; faiz haddini artırmama gerek yok. Döviz kurundan da çok şikayetçi değilim. Bu durumda büyümeye odaklanabilirim. Büyüme düşecek olursa faizi ve zorunlu karşılık oranını düşürürüm.

Ama ekim ayındaki Para Politikası Kurulu kararında durum deÄŸiÅŸiyor: Birincisi, büyüme hızının düşmesi riskinden söz edilmiyor. Dolayısıyla, risk gerçekleÅŸirse ‘para politikası geniÅŸletici yönde olur’ hiç denmiyor. Bunun yerine “yakın zamanda gözlenen aşırı deÄŸer kaybı, iÅŸlenmemiÅŸ gıda fiyatlarındaki baz etkisi ve fiyatı yönetilen/yönlendirilen ürünlerdeki ayarlamalar nedeniyle, önümüzdeki aylarda enflasyonda belirgin bir yükseliÅŸ gözlenecektir. Merkez Bankası, bu durumun orta vadeli enflasyon beklentilerini ve görünümünü etkilemesine izin vermeyecektir.”  deniliyor.

Dikkat: ‘enflasyon görünümünü etkilemesine izin verilmeyecektir’ ibaresi var. Türkçesi: Bu koÅŸulların enflasyonun ileride yükselmesine yol açmasına izin verilmeyecektir. Ä°zin vermemek ‘sıkı para politikası’ yoluyla mümkün. Oysa daha bir ay önceki karar metninde geniÅŸletici para politikasından söz ediliyordu. Bu da önemli bir U dönüşü.

Bu, ne zaman U dönüşü olmaz? EÄŸer gerçekten büyüme hızı için son üç metinde belirttiÄŸiniz aÅŸağıya doÄŸru risk ortadan kalkarsa. Belki sahiden bu risk kalkmıştır. Obama, cumhuriyetçileri ikna edip daha gevÅŸek bir maliye politikasına geçecektir. Merkel ve Sarkozy de Avrupa’nın temel sorunlarını çözmeye koyulmuÅŸlardır. Bilemiyoruz tabii. Ya da karar metninde büyümeye iliÅŸkin paragrafı ortadan kaldırırsınız, olur biter.

Ama bu risk hala ortadaysa, TCMB’nin eski karar metinlerinde yer alan gevÅŸetici para politikası gereksinmesi sürüyor anlamına gelir. Oysa ÅŸimdi hem kurdaki gidiÅŸten ÅŸikâyetçisiniz hem de enflasyondan. Ne olacak? Sıkı para politikasına geçerseniz büyüme tehdit altına girecek. GevÅŸek para politikasına geçerseniz enflasyon ve kur. Yanlış anlaşılmasın. Son iki cümlede yer alan sebep-sonuç iliÅŸkilerini ben çıkarmadım; TCMB’nin metinlerinde var.

Dolayısıyla, ders 2: Çok amaçlı para politikası olmaz. Olursa böyle U dönüşleri olur, TCMB’nin kredibilitesi sorgulanır.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir