Euro krizinde belirsizlik mali piyasaları tam “manik-depresif” yaptı. Bir beyanat, hatta bir gazete haberi birinden diğerine geçmeye yetiyor. İki gündür iyimserliğe dönüldü. Euro dolar paritesi tekrar 1.38’i aştı. Borsalar yükseldi. Her an tersine dönebilir.
Euro bölgesinin dağılacağı rivayetlerini ciddiye almadığım biliniyor. Avrupa Birliği insanlık tarihinin en büyük siyasi projesidir. Euro’yu tesis eden iradenin kaybolduğuna dair bir işaret yoktur. Bir şekilde çözüm bulunacaktır. Hatırlatmak istedim.
Eylül bütçe sonuçları yayınlandı. İlk dokuz ayda bütçe 300 milyon TL fazla verdi. Sayı küçük ama simgesel değeri büyüktür. Bütçenin son hangi tarihte fazla verdiğini kimse hatırlamıyor. 2011 hedefi (22 milyar TL) mutlaka tutacaktır.
Olumlu bütçe ve borç sayıları tahvil piyasasına da yansıyor. Hazine yurt dışında 10 yıl vadeli 1 milyar dolar tahvil ihalesi açtı. Üç katı talep geldi. Faiz yüzde 5.3 oldu. Yeni bir rekordur. Vadeyi kısaltması halinde faiz daha da düşecektir.
Neden satıyor?
Türkiye’de döviz kuru heyecanı sürüyor. Salı günü yeni bir gelişme yaşandı. Merkez Bankası önce 1.4 milyar dolar satış ihalesi açtı. Yarısı kadar satış yaptı. Sonra piyasaya ayrıca döviz satma gereği duydu. Beş yıl aradan sonra ilk kez oluyor.
Ayrıntıları gazetelerde yer aldı. Döviz piyasası gerilince sepet kur bir ara 2.23 TL’ye kadar tırmandı. Merkez Bankası müdahalesi sonrasında sakinledi. Sepet kur 2.20 TL civarına geriledi. Dün de yatay seyretti.
Merkez Bankası bir açıklama yayınladı. Müdahalesini üç nedene bağlıyor. Bir: Sermaye çıkışı sistemde döviz likiditesini azaltıyor. İki: Piyasaya satıcı gelmeyince derinlik kalmıyor. Üç: Spekülatif davranışlar sağlıksız fiyatlara yol açıyor.
İlk ikisi eldeki diğer bilgilerle örtüşüyor. Yeni kriz korkusu döviz arzını olumsuz etkiliyor. Kur hareketi reel kesimi açık pozisyon kapatmaya itiyor. Neticede az satıcılı bol alıcılı işlem hacmi ve likiditesi düşük bir piyasa oluşuyor.
Üçüncüsü için rivayetler muhteliftir. Bu koşullar spekülasyon ve manipülasyona müsait bir ortam yaratır mı? Evet. Ancak koşulların varlığı, yapıldığı anlamına gelmez. Gerçekten oldu mu? Bilmiyorum. Çok da önemsemiyorum.
Politika başarılı
Döviz satışı, uygulanan yeni para politikası bileşiminin sonucudur. “Düşük faiz-yüksek döviz” dönemi dedik. Merkez Bankası TL’nin değer kaybına faizi yükselterek tepki vermiyor. Öte yandan çeşitli nedenlerle kurda sert hareket istemiyor. Döviz satıyor.
Bu politika bileşimi başarılı olur mu? Başından itibaren iki zıt “tarz-ı iktisat” çarpışıyor. “Sıcak paracılar” eleştiriyor. “Kurcular “ destekliyor. Ben ikinci gruptayım. Uygulamayı kendi içinde ve ekonominin gerçekleri ile tutarlı buluyorum.
Bir eleştiri döviz rezervlerinin kuru kontrol için kullanılmasına yöneliktir. Bence gerçekçi değildir. Döviz rezervi bir amaç değil araçtır. Kötü gün için biriktirilir. Dışarıda yangın var. Bugün değilse ne zaman kullanılacak?
Diğeri döviz satarak kurun yukarı hareketinin durdurulamayacağıdır. Doğru olabilir ama başlangıç koşullarına bağlıdır. Örneğin bugün dolar 1.50 TL’de döviz satarak tutulamaz. Ama 1.90 TL’de durum farklıdır. Gereksiz dalgalanma pekâlâ engellenebilir.
Velhasıl yeni politika şu ana kadar başarılıdır. Ancak, bu aşın daha çok su kaldıracağı açıktır. Geri döneceğime eminim.