PKK’nın 1984 Eruh baskınından bu yana 27. Yılına ulaÅŸan ve tekli yapısından çok farklı çoklu bir yapının ortaya çıktığı Kürt hareketiyle mücadelenin artık tek yönlü askeri boyutla sonlandırılamayacağı ortaya çıkmıştır. Saldırılar sürerken buna karşı askeri harekat yapılsa da, çözümün bununla saÄŸlanamayacağı, bölge halkının sosyal, kültürel ve ekonomik taleplerine yanıt verecek barışçıl ve demokratik adımları içeren bir çözüm planına ihtiyaç olduÄŸu kabul edilerek bütün tarafların yer aldığı bir ortak akıl platformu yaratılabilmelidir. Bu bile çözümün bugünden yarına sonuç vermeyeceÄŸi için çözümün zamana ve doÄŸru bir politik süreç yürütmeye baÄŸlı olduÄŸu unutulmamalıdır.
PKK’nın 1984 Eruh baskınından bu güne süren ve o günden bu yana siyasi iktidarların ağırlıklı olarak askeri çözüm ve “yok etme” söylemiyle devam eden mücadelenin artık sonuç vermediÄŸini görmemiz toplumun ilgili bütün kesimlerinin içinde yer aldığı çözüm arayışında bir ortak akıl üretmemiz gerekir.
PKK’nın Eruh saldırısı sırasında Kürt hareketiyle ilgili tek merkezli bir askeri örgütlenme söz konusuydu. O günden bu yana Kürk hareketi baÅŸka ve farklı alanlarda uç verdi.
Bir yandan legal siyasi alanda Kürt Partileri kuruldu. Aralarında Parlamentoya girenler, kapatılanlar, yöneticileri hapse mahkum olanlar ve ardından yeni parti kuruluşları gündeme geldi. Bugün de BDP parlamentoda yer alıyor. Kapatılan partilerin üyeleri de BDP üyeleri de yerel yönetimlerde de yönetime geldiler/gelmeye devam ediyorlar.
PKK ve Kürt Hareketi 1990’lardan baÅŸlayarak, uluslar arası platformda kendileri adına tanıtıcı ve propaganda yürütücü, maddi kaynak saÄŸlayıcı örgütlenmelere giriÅŸti. Avrupa’nın çeÅŸitli ülkelerinde ve Amerika’da faaliyetlerini sürdürdü. Ayrıca, birçok yazılı yayın yanı sıra TV kanalları da kurdu. Kapatılan kanallarının yerine yenisini kurarak yoluna devam etti.
Son yıllarda özellikle Güneydoğu ve İstanbul gibi kentlerde KCK örgütlenmesine gittiler. Bu örgütlenme ile Hareketin yerel yöneticiler üzerinde denetim ve kontrol altına alma girişiminde bulunuldu.
GüneydoÄŸu’da halk üzerinde baskı yapıp halktan PKK’ya savaşçı devÅŸirmek ve yasa dışı vergi salmak giriÅŸimlerini yürütebilmek için “Korku”yu sürekli kılacak, ülke içinde bazı kentler yakınında insanların kaçırılıp sorgulamaların kamplar kurdu. Bunlardan bilinen biri bir süre önce dağıtılıp imha edildi.
Türkiye yönetim kadrolarıyla ve istihbarat kuruluÅŸlarıyla hem Abdullah Öcalan’ın tutukluluÄŸu sonrası Ä°mralı’da hem de yurt dışında Oslo’da diyalog gerçekleÅŸtirerek bir baÅŸka pencere açtı. Oslo görüşmelerinde hem Kandil’deki PKK yönetiminden, hem de KCK üst yönetiminden bireylerin yer aldığı ortaya çıktı.
PKK’nın kent saldırıları dışında, kentlerde sivil halkı içine alan bombalı saldırılar düzenleyen TAK (Kürdistan Özgürlük Åžahinleri) isimli bir yapıda ölümcül eylemlere imza atarak ortaya çıktı.
Bütün bunlar Eruh saldırısından bu yana tek ayaklı PKK ve Kürt hareketinin çok farklı yapılarda çok farklı yüzle, çok farklı siyasetler ve eylemlerle yapısını çeşitlendirdiğini gösteriyor.
Buna karşılık İktidarlar ağırlıklı olarak askeri operasyonlarla konuya yaklaştılar. Düzenli ordu yanına Koruculuk sistemini katarak sonuç alınabileceğine ve örgütün sonlandırılacağına inanan politikalar yürüttüler. Sık sık sözel olarak gündeme gelse de Sosyal ve Kültürel hakların bölge insanının taleplerine göre geliştirilmesi, ana dil eğitimi, demokratikleşme adımları ve bölgede işsizliğe karşı mücadeleyi içeren ekonomik projeleri hayata geçirmede yeterli eylemli başarıyı ortaya koyamadılar.
Son dönemde yeni Anayasa tartışmalarıyla birlikte, demokratikleÅŸme ve Kürt sorununun çözümü için daha barışçıl bir döneme girildiÄŸi düşüncesi toplumda yaygınlaÅŸmıştı. Ama bu kez bir yandan Öcalan ve PKK ile görüşmelere ara verildiÄŸi öğrenildi. Bir yandan KCK’da yeni tutuklamalar gündeme geldi. Bir yandan da PKK’nın kentlerde ve sınır bölgelerinde hergün yenisi gündeme gelen saldırılar yaÅŸanmaya baÅŸlandı.
Şimdi Eruh PKK saldırısından bu yana 27. Yılına ulaşan ve tekli yapısını çoklu hale getiren Kürt hareketi karşısında saldırılara yanıt verecek askeri harekatlar devam etse de, bölge insanının sorunlarını ele alan kültürel ve sosyal taleplerine yanıt veren, bölge insanının refahını artıracak ekonomik projeleri gündeminden eksik etmeyen, yeni Anayasa ile birlikte barış ve demokrasiyi geliştirecek adımların atılacağı, çok yönlü bir eylem planını bütün tarafların içinde yer aldığı bir ortak akıl programı içinde ele alabilmeliyiz.
24 saat içersinde Bingöl ve Hakkari’deki 32 ÅŸehidimize tanrıdan rahmet yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı diler, yaralı 22 görevliye saÄŸlıklar dilerim.