Türkiye’nin yüreği bugün yine yandı. Evlatlarımıza hain bir saldırı düzenleyen bebek katilleri, başkasının taşeronluğunu yaparak, mevcudiyetlerini devam ettirme aczi içinde can yakmaya devam ediyorlar.
Dünya ekopolitiğindeki gelişmelerin bir uzantısı olduğu her açıdan belli olan bu kalleşlikte birçok hatalı bulabilirsiniz. İstihbarat zafiyetinden dış güçlerin etkisine kadar çeşitli başlıklar açmak mümkün.
Fakat bunların hiç biri, Türkiye’de içi boş bir biçimde yapılan açılımın önüne geçemiyor. O tarihte çok altını çizdik. Altını doldurmadığınız ve doldurmasını da başkalarından beklediğiniz projeler çok tehlikelidir.
Nitekim bundan bir sene önce yaşanan Habur rezaletinden bugüne ulaştığımız ana dek, kamuoyunda yaratılan hava, tutulamayacak sözlerin verilmesi, anayasa üzerinden pazarlıklara girişilmesi Türkiye’yi bu noktaya getirdi.
Tıpkı ‘sıfır sorun’ diye yola çıkılan komşularla ilişkilerde, çıktığınız yolda, ulaşmayı hedeflediğiniz sonucun ve yöntemlerinizin bilinmemesi sonucu geldiğimiz nokta gibi, açılımda da benzer bir fotoğraf ortaya çıkıyor.
Teröristle masaya oturmaya kalkarsanız, gelir sizi böyle arkadan vurur. Çünkü zaten gerçekten hak arama kaygısı taşıyor olsa, silahlı mücadeleye başvurmaz. Eline silah almış ve başkalarına taşeronluk yaptığı bilinen bu teröristlerin iyi niyetli olduğuna inanmak, biraz saflık sınırlarını da aşıyor.
Eski İçişleri Bakanı ve mevcut Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay başta olmak üzere, Dolmabahçe görüşmelerini ‘körler sağırlar birbirini ağırlar’ tadında gerçekleştiren Başbakan’ın ve yetkililerin bu işin sorumluluğu üstlenmesi gerekir. En azından bu erdem gösterilebilir.
Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta, Gazze’de, Suriye’de başkalarının işlerine karışmaktan fırsat bulup, kendi ülkesi içinde yaşanan terörle mücadeleye konsantre olamayanlar, şimdi sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmeyi de beklemesinler.
Mevlâna şöyle der: “Sütten çıkan kaşık, zaten aktır. Önemli olan çıktığı sütü ak bırakmış mıdır, ona bakmak lazım.” Bu iktidar terörün bittiği noktadan aldığı sorunu iyi yönetememiş, başkalarının hesaplarının büyüsüne kapılmış ve ülkeyi bu noktaya getirmiştir.
Şehit cenazeleri geldikçe, yükselen sese ‘yaygara yapmayın’ diyenler! Şimdi rahatladınız mı? Yeterince açıldınız mı? Gelin basını, muhalefeti ve şehidine ağlayan vatandaşı suçlamak yerine, önce bu sorunun yanıtı verin.
Tekrar soruyorum: Yeterince açıldınız mı?