“BİZE plan değil pilav lazım” 1960’lı yıllardan kalma bir takılmadır.
1960’lı yıllarda tüm dünyada “kapitalist olmayan bir yolla hızlı kalkınma” arayışı vardı. Bunun da ancak, ulusal ekonominin merkezden planlanmasıyla gerçekleşebileceğine inanılıyordu. Merkezi planlama, sosyalist düşüncenin bir ürünüydü ve CHP tarafından benimsenmişti. Bugünkü Adalet ve Kalkınma Partisi’nin aile büyüklerinden Adalet Partisi, hem CHP hem de sol kokan iktisadi planlama fikrine soğuk bakmıştır. CHP “plan, ille de plan” diye bastırınca, Adalet Partisi saflarından “bize plan değil pilav lazım” şeklinde alaylı bir itiraz yükselmişti. “Orta Vadeli Program” bana bunu çağrıştırdı.
AKP PLANLI EKONOMİ Mİ SAVUNUYOR?
Hayır, savunmuyor; ama “cari açık” milli gelirin yüzde 10’u gibi sürdürülemez bir düzeye ulaştığı için, bu çok tehlikeli gidişe, programlı bir şekilde dur demek istiyor. Kuşku yok, iş başına gelmeden önce AKP’nin önder kadrosunun zihninde bir iktisadi politika tercihi vardı. AKP’nin iktisadi politikası, Turgut Özal’ın 3 maddede topladığı 1980 modeli parasalcı ekonomik yol haritasıydı. Bunlar sırasıyla:
A) Stabilizasyon (mali istikrar): Enflasyonu indirmek, bütçe açığı ve kamu borcunun GSMH’ya oranını düşürerek kamu finansmanını sağlıklı bir yapıya kavuşturma,
B) Özelleştirme: İktisadi hayatta devleti malik ve müteşebbis rolünden sıyırma. Mevcut kamu işletmelerini özel sektöre devretme ve yeni yatırımları da özel sektöre yaptırma, hatta kamu hizmetlerini imtiyaz yoluyla kısmen özelleştirme,
C) Serbestleştirme: İthalat ve ihracat üzerinde herhangi bir kısıtlama uygulamama. Daha da önemlisi, sıcak, ılık veya soğuk sermaye giriş ve çıkışlarına ülke kapılarını ardına kadar açma, bu hareketleri teşvik etme.
ORTA VADELİ PROGRAMLAR NİÇİN TUTMADI
Türkiye için 2008’de başlayan ve tüm dünyada 2009’da devam eden krizden sonra, Hükümet bundan önce iki defa daha üç yıllık “orta vadeli program” açıkladı. Bu programlar 2010-2011-2012-2013 yıllarını kapsıyordu. Açıklanan her iki programdaki öngörülenler tutmadı. Büyüme daha hızlı oldu, kamu borcunun milli gelire oranı daha hızlı düştü, bütçe açığı daha çabuk kapandı ve maalesef cari açık kelimenin tam anlamıyla patladı. Çünkü hükümet, cari açığın en etkili çözümü olan devalüasyondan (kendince haklı olarak) kaçtı. Çünkü o takdirde enflasyon patlayabilir, kamu açıkları artardı. Bunu yapmayınca öngörüler tutmadı.
YENİ OVP NEYİ HEDEFLİYOR
Önceki gün açıklanan yeni Orta Vadeli Program’ın yaşamsal tek hedefi “cari açığı” sürdürebilir düzeye indirmektir. Bu, ister istemez ekonomide yavaşlama ve kamu finansmanında bozulma yaratacaktır. Bütçe fazla verirken, adına eskiden ayarlama şimdi ise “güncelleme” denilen zamların amacı da, cari açık düşerken kamu finansmanında ortaya çıkabilecek bozulmaya, önceden tedbir almaktır. Bu bakımdan yapılan tutarlıdır.
Son Söz: Gecikmiş ilaç, derde deva olmaz.