Çocuk tahtaya kalkar. ‘Gelecek 3 yılda okulda neler yapılırsa, her şey yoluna girer’ konulu hazırladığı dönem ödevini sınıfa anlatacaktır. Okulda sıkıntılar olduğundan, herkes merakla ve can kulağıyla dinlemeye başlar.
Öncelikle okulun mali durumunun çok iyi olmadığını, Milli Eğitim Bakanlığı raporlarının da bunu onayladığını anlatır. Daha sonra sınıfın durumunu ele alırken, kendisini de iyi göstermeyen bakanlık raporunu bir kenara bırakıp, başka bir kurumun verilerini esas almayı ihmal etmemiştir. Bu sayede sınıfı okulun en iyisi gösterebilme başarısını elde etmeyi amaçlamaktadır.
Rakamlarla ilgili oynamayı burada hallettikten sonra, vaatleri de ortaya koyan hedefler kısmına geçer. Okul içindeki sınıfın mali durumunun iyi olabilmesi için büyümeyi sürdürülebilir kılmak istemektedir. Ama bunu okulun dışındaki döviz bürosundan aldığı borçla yaptığını anlatmaz.
Sınıfta herkese çalışabilmesi için bir köşe verilecektir. Fakat ne yazık ki sınıfın dört köşesi, 36 mevcudu vardır. Geri kalanların sırasını beklerken, iş sahibi olanların mutluluğuyla avunması ve ‘yeni köşeler açacağım’ denmesi hayranlık uyandırır.
Fakat bu köşeleri açmanın da bir maliyeti vardır. Dışarıdan adam getirip, içeridekiler boş otururken onları çalıştıracağı gerçeğini söylemez. Çünkü parayı dışarıdakilerden istemektedir. Bu sınıfın zarar kalemini büyütse de, herkese bir köşe sahibi olabileceği umudu dağıtılarak, bunun harçlık içi haraçlarla ödenebileceğini anlatır.
Bu arada tabir yerindeyse enflasyon baş gösterir. Yani hedef 36 köşe yapmaktır, ama sınıfın mevcudu 46 olmuştur. Kimse 46 olmasın, yani delirmesin diye, sayı 36 olarak gösterilir. Her şey yolundadır. Okul batmaktadır, ama çocuk müdürün vereceği parayla tüm sorunların, en azından kendi döneminde, ötelenebileceğine sınıfı ikna etmeye çalışır. Sınıf da bakar…
Borç miktarı arttığı için sınıf harçlıklarının okulun parası karşısında değer kaybetmesini de engelleyecektir. Çünkü dedik ya, kimsenin bilmediği gerçek, okul dışındaki döviz bürosunun, aslında tefeci olduğu için para verdiğidir. Tüm bunları yaparken de ne çelişkidir ki, yine teşbihte hata olmazmış, mali disiplinden taviz vermeyeceğini söyler. Fakat kimse hem bunları yapıp, hem de mali disiplini nasıl sağlayabileceğini sormaz.
Bu arada müdür yardımcısı harçlıklara uygulanan haracın zamlandığını açıklamıştır. Bundan böyle kantinden, okul içi kırtasiyeden, servisten yararlananlar daha çok haraç ödeyecektir. ‘Niye’ sorusunu, yine sınıfta kimse sormaz. Çocuk ödevini anlatır ve sınıfın başkan yardımcısı olduğu için herkes onu alkışlar. Hikâye de burada biter.
Bu arada hikâyeye dalıp, ekonomiden bahsetmedik. Bari tek bir haberi sizlerle paylaşayım. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugün Türkiye’nin 3 yıla yayılan Orta Vadeli Programı’nı açıkladı. Bilginiz olsun…