Euro bölgesi mali krizi engelleyebilecek mi? Çözüm için siyasi irade gerektiğini her fırsatta vurguluyorum. Hafta sonu yapılan Merkel-Sarkozy zirvesinde önemli kararlar alınmış olabilir. Kapsamlı birpaketin bir ay içinde açıklanması bekleniyor.
Dağ bir kez daha fare doğurur mu? Krizin çözüldüğünü söylemek için erken ama olumlu işaretler var. Fransa ve Almanya’nın temel bazı konularda anlaştığı rivayetleri dolaşıyor. Piyasada bekle gör havası hâkim. İçeride kur dün sakin seyretti.
TÜİK tarafından yayınlanan ağustos sanayi üretimi piyasa tahmininin altında geldi. Yıllık artış toplam sanayide yüzde 3,8, imalat sanayiinde yüzde 4,9 çıktı. Takvim ve mevsim etkisi temizlenince, aynı sıra ile, aylık yüzde 2,6 ve yüzde 2,3 düşüş var.
Temmuzun nispeten yüksek artışını Ramazan nedeni ile üretimin öne çekilmesine atfetmiştik. Ağustos sayıları bunu doğruluyor. Yumuşak bir yavaşlama ile tutarlıdır. Merkez Bankası’nın elini güçlendiriyor.
Net borçta yeni rekor
Sağlıklı kamu maliyesi ekonomik istikrarın vazgeçilmez ön koşuludur. Türkiye geçmişte sorumsuz maliye politikalarından ve beraberinde gelen olumsuz borç dinamiklerinden çok çekti. Ağır bedel ödedi. Önemli dersler çıkardı.
Kamu maliyesi kökenli sorunların Euro bölgesini ve hatta dünya ekonomisini nasıl hırpaladığı biliniyor. Hele Atina’dan bakınca, Türkiye adeta bir istikrar adası gibi duruyor. Kırılganlığın azalmasında uygulanan sıkı maliye politikalarının katkısı büyüktür.
İkinci çeyrek (haziran sonu) kamu borç stoğunu Hazine yayınladı. Pazar günü net kamu borcunun ilginç bir bilgi taşıdığını söylemiştim. Ama ondan önce resmin tümüne kısaca bakmak istiyorum.
Önemli bir gelişme ile başlayalım. Net kamu borcu 2004’te 274 milyar TL idi. Sonra azaldı, 2007’de 248 milyar TL’ye indi. Krizle birlikte tekrar yükseldi. 2011’in ilk çeyreğinde 320 milyar TL’ye tırmandı. İkinci çeyrekte yeniden indi: 300 milyar TL.
2001, 2007 ve 2011 ikinci çeyrek için net borç kalemlerinin milli gelire oranları aşağıdaki tablodadır. Brüt borç oranı yüzde 43’le 2007’nin 1 puan üzerindedir. Buna karşılık varlıklar 5 puan artışla yüzde 18’e geldi. Dolayısı ile net borç oranı 2007’ye kıyasla 4 puan düşüşle yüzde 25’e geriledi. Yakın tarihin rekorudur.
Net dış borç kalmadı
Gelelim ilginç bilgiye. 2007 sonunda kamunun net dış borcu 11 milyar TL idi. Milli gelirin yüzde 1’i ediyordu. 2009 sonunda 26 milyar TL’ye yükseldi. Sıkı durun. İkinci çeyrekte 300 milyon TL alacağa dönüştü. Milli gelirin yüzde 0,2’si ediyor.
İyi anlaşılması gerekiyor. Hazine’nin 142 milyar TL dış borcu var. Buna karşılık dış varlıkları 142.3 milyar TL’ye ulaşmış. Böylece Hazine dış dünyadan 300 milyon TL net alacaklı hale gelmiş. 180 milyon dolar ediyor. Sayı küçüktür. Ama tarihi bir ilktir.
İktisat politikası sonuçları da çok önemlidir. Çünkü bu durumda TL değer kaybedince Hazine kur zararı yazmıyor, tersine kur kârı yazıyor. Yani dolar yükseldikçe Hazine sermaye kazancı elde ediyor. Bence rekabetçi kur tartışmasına bu açıdan da bakın.