Piyasalara geçen hafta, Euro Bölgesi’ndeki borç krizinin derinleÅŸtiÄŸine yönelik kaygılar ve Avrupa bankalarının sermaye açığına iliÅŸkin yaÅŸanan tartışmalar damgasını vurdu.
Uluslararası piyasalarda geçen hafta, küresel durgunluk riskinin artması, Euro Bölgesi’ndeki borç krizinin derinleÅŸtiÄŸine yönelik kaygılar ve Avrupa bankalarının sermaye açığına iliÅŸkin yaÅŸanan tartışmaların etkisiyle sert iniÅŸ çıkışlar yaÅŸanırken, altın fiyatları geriledi. ABD Doları ise önemli para birimleri karşısında deÄŸer kazandı. Haftanın son iÅŸlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı da 82 dolar seviyelerinde iÅŸlem gördü.
Uluslararası Para Fonunun (IMF), Ä°talya ve Ä°spanya’da baskı altındaki tahvil piyasalarına destek için Avrupa Finansal Ä°stikrar Fonuna (EFSF) yardım edebileceÄŸi bildirildi. IMF’nin Avrupa Masası Direktörü Antonio Borges, ”EFSF, Ä°talya ve Ä°spanya’dan tahvil aldığı zaman, IMF de yatırım yapabilir” dedi.
Avrupa’nın finansal sektöründe güveni tazelemek için bankalar konusunda eÅŸgüdümlü hareket etmeye ihtiyacı olduÄŸunu söyleyen Borges, ”Bankaların başının dertte olduÄŸunu ve bankaların zayıf olduÄŸunu söylemiyoruz. Ancak Avrupa seviyesinde bir çalışmayla halledilebilecek büyük bir güven krizi var” ifadesini kullandı.
Ekonomik faaliyetlerdeki bir tersine dönüş olasılığı nedeniyle 2012 yılında dünya genelinde bir resesyon riski bulunduÄŸu gerçeÄŸinin dışlanamayacağına dikkat çeken Borges, ”2012 yılı için hala bir büyüme tahminimiz var, ılımlı da olsa… Ancak faaliyetlerde bir tersine dönüş olabilir. Dolayısıyla resesyon riskini dışlamıyoruz. Sonuç olarak ekonomi politikalarımızı deÄŸiÅŸtirmek zorundayız” dedi.
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, İngiliz ekonomisini güçlendirecek en büyük etkenin, euro krizinin çözümü olduğuna dikkat çekerek, Avro Bölgesi borç krizine çözüm bulunamamasının sadece İngiltere ve Avrupa için değil, tüm dünyanın ekonomisi için de kötü olacağını ifade etti.
Avrupa BirliÄŸi (AB) ve Brezilya, Avrupa’nın borç krizinin küresel piyasalarda yol açtığı endiÅŸeleri gidermek için eÅŸgüdüm içinde hareket edilmesi çaÄŸrısı yaptı.
Brezilya Devlet BaÅŸkanı Dilma Rousseff, AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu yetkilileriyle yaptığı toplantıdan sonra gazetecilere, ”Mevcut uluslararası durum karşısında ülkeler arasındaki siyasi koordinasyonun saÄŸlanmasının önemli olduÄŸunu” söyledi.
Rousseff, ”Sorunun temelinde finansal sistemde etkin düzenlemenin olmayışı yatıyor” dedi.
AB Konseyi BaÅŸkanı Herman Van Rompuy da, ”Küresel ekonominin resesyona girmesinden kaçınmak için güçlü ve koordineli çaba gerekecek. AB ve Brezilya, resesyonun olmasını önlemek için Cannes’daki G-20 zirvesinde yakın iÅŸbirliÄŸi yapacak” dedi.
Avrupa Komisyonu BaÅŸkanı Jose Manuel Barroso, bankaların sermaye artırımında eÅŸgüdümlü çalışması çaÄŸrısında bulunarak, ”Ãœye ülkelere bankaların sermaye artırımında eÅŸgüdümlü hareket etmelerini öneriyoruz ve böylece karşılaÅŸabilecekleri toksik varlıkları baÅŸlarından savabilirler” dedi.
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner ise, ”Avrupa’nın borç krizinin küresel ekonomik toparlanma için önemli risk teÅŸkil ettiÄŸini” kaydetti.
ABD’li finansal kuruluÅŸların AB ekonomilerinin karşı karşıya olduÄŸu risklere maruz kalma olasılığını önemli ölçüde azalttığını belirten Geithner, krizin kötüleÅŸmesinin ABD’de güvene zarar verebileceÄŸini ve tüketici talebini zayıflatabileceÄŸini kaydetti.
ABD Başkanı Barack Obama, Avrupalı yöneticilerin, borç krizinin çözümü için çabuk davranmaları gerektiğini belirterek, Kasımda yapılacak G20 zirvesinde sunmak üzere somut bir eylem planı hazırlamalarını istedi.
Avrupa’daki krizin ABD üzerinde ”çok reel” bir etkisi olabileceÄŸini söyleyen Obama, bunun Kongre’nin 447 milyar dolarlık istihdam planını onaylamasından daha acil olduÄŸu deÄŸerlendirmesinde bulundu.
BaÅŸkan Obama ayrıca Çin’i, parası Yuan’ın deÄŸerini düşürmek için para piyasalarına müdahale ederek, dünya ticaret piyasalarını tahrif etmekle suçladı.
-Avrupa ekonomisi-
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluÅŸu Moody’s, Ä°talya’nın ”Aa2” olan devlet tahvili kredi notunu üç basamak birden düşürerek ”A2”ye çekti, kredi not görünümünü ise ”negatif” olarak belirledi.
KuruluÅŸtan yapılan açıklamada, not indirimine gerekçe olarak Ä°talya’daki politik belirsizlikler, düşük büyüme beklentileri ve ciddi boyutlara ulaÅŸan borcun uzun vadede finansman riski gösterildi. Kararda ayrıca, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 120’lerine ulaÅŸan kamu borcunu azaltabilme riskinin artmasının etkili olduÄŸuna da dikkat çekti.
Moody’s, artan devlet tahvili faizleri ve bunların yükselttiÄŸi fonlama maliyetlerinin Ä°talyan ÅŸirketleri üzerinde yarattığı baskıyı gerekçe göstererek aralarında Eni ile UniCredit ve Intesa Sanpaolo bankalarının da bulunduÄŸu Ä°talya’nın bazı büyük ÅŸirketlerinin notlarını da indirdi.
Ä°talya BaÅŸbakanı Silvio Berlusconi, Moody’s’in Ä°talya’nın kredi notunu düşürmesini ”beklenen bir karar” olarak deÄŸerlendirdi.
Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kurumu Fitch de mali krizden en çok etkilenen Ä°talya’nın uzun vadeli kredi notunu AA-‘den A ‘ya düşürdü. Açıklamaya göre, Ä°talya’nın notunun düşürülmesinde Avro bölgesinde yaÅŸanan yoÄŸun kriz temel alınırken, bu krizin ”mali ve ekonomik alanda Ä°talya’da ÅŸok etkisi yarattığı” ifade edildi.
Fitch ayrıca, Euro Bölgesi’ndeki finansman krizinin yoÄŸunluÄŸu ve Ä°spanya’daki özerk yönetimlerin kamu borç sorunları nedeniyle Ä°spanya’nın uzun vadeli kredi notunu AA ‘dan AA-‘ye düşürdü. Fitch, Ä°talya ve Ä°spanya’nın kredi notu görünümünü negatifte bıraktı.
Moody’s, 12 Ä°ngiliz bankasının kredi notunu düşürdü.
Kuruluştan yapılan açıklamada, kararda, bankaların finansal anlamda sorunlu hale gelmesi durumunda İngiliz hükümetinin destek verme ihtimalinin az olmasının etkili olduğu belirtilerek, hükümetin sistematik olarak önemli finansal kuruluşlara destek vermeye devam edeceğini ancak büyük olasılıkla küçük kuruluşların batmasına izin verecek gibi göründüğünü vurguladı.
KuruluÅŸ ayrıca, Portekiz’in kredi borcu, zayıf bir ekonomik büyüme beklentisi ve bankaların likit elde etmekte karşılaÅŸtıkları baskıları gerekçe göstererek, 9 Portekiz bankasının kredi notunu da düşürdü.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), yüzde 1,50 olan gösterge faiz oranını değiştirmedi.
ECB BaÅŸkanı Jean-Claude Trichet, Avro Bölgesi’nde ekonomik görünüme iliÅŸkin yoÄŸunlaÅŸmış aÅŸağı yönlü riskler bulunduÄŸunu bildirdi.
Trichet, ekonomik görünümün, yüksek belirsizlik ve artan aşağı yönlü risklere maruz kalmaya devam edeceğine işaret ederek, finansal sektördeki dalgalanma ve belirsizliğin arttığına vurgu yaptı. Trichet, Avro Bölgesi bankalarına yönelik Kasım ve Aralık aylarında 12 ve 13 ay vadeli olağanüstü iki kredi operasyonu uygulamaya koyacaklarını ifade etti ve faiz oranları sabit olan söz konusu operasyonların büyüklüğünün sınırsız olacağını söyledi.
Trichet, Avrupa Merkez Bankası’nın 40 milyar euro büyüklüğünde teminatlandırılmış tahvil satın alma programı baÅŸlatacağına da iÅŸaret ederek, tahvil satın alma programının hem birincil hem de ikincil piyasalarda uygulanacağını ve söz konusu programın bu yılın Kasım ayında baÅŸlayacağını, gelecek yıl Ekim ayı sonuna kadar uygulanacağını bildirdi.
Öte yandan Ä°ngiltere Merkez Bankası da ülkenin mali sistemine 75 milyar sterlin daha pompalama kararı alırken, Merkez Bankası’nın BaÅŸkanı Mervyn King ülkenin belki de tarihinin en ciddi mali kriziyle karşı karşıya olduÄŸunu söyledi.
King, ”Bu en büyüğü deÄŸilse bile en azından 1930’lardan sonra karşı karşıya olduÄŸumuz en ciddi mali kriz” dedi.
İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını da taban değer olan yüzde 0,5 oranında tutma kararı aldı.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), yüzde 0-yüzde 0,1 aralığındaki gösterge faiz oranını değiştirmedi.
Bankadan yapılan açıklamada, küresel ekonomiye iliÅŸkin kaygılara karşın Japonya ekonomisinin ılımlı bir toparlanmaya döneceÄŸinin öngörüldüğüne dikkat çekilerek, ABD ekonomisi ve Avrupa’nın borç sorunlarını dikkatle izledikleri belirtildi.
-Avrupa bankalarının sermaye sorunu-
Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel, Berlin’de IMF BaÅŸkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası BaÅŸkanı Robert Zoellick ve Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Kalkınma Örgütü (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurria ile biraraya geldi.
BaÅŸbakan Merkel görüşmeden sonra Lagarde, Zoellick ve Gurria ile düzenlediÄŸi ortak basın toplantısında, ”Uzmanların, Avrupalı bankaların sermayelerini artırması tavsiyesi ciddiye alınmalı” diyerek, Avrupa’nın borç krizinin ağırlaÅŸmaya baÅŸlaması nedeniyle hükümetlerin Avrupalı bankaların finansal pozisyonunu güçlendirmesi gerektiÄŸini söyledi.
Avrupa Birliği maliye bakanları, Yunanistan için kabul edilen ikinci kurtarma paketinin uygulanabileceğine dair kaygıların artması nedeniyle bankaları desteklemeyi kabul etti.
AB’nin Ekonomik ve Parasal Ä°ÅŸlerden Sorumlu üyesi Olli Rehn, ÅŸimdiye kadar birlikte bankalara sermaye desteÄŸi verilmesine karşı çıkan maliye bakanlarında bir aciliyet algısı oluÅŸtuÄŸunu söyledi.
AB’ye üye ülkelerde birçok unsurun yerine getirildiÄŸini, Avrupa’da birlikte ve eÅŸgüdümlü yaklaşıma ihtiyaç bulunduÄŸu yönünde artan ortak bir görüş olduÄŸunu belirten Rehn, ”Ek güvenlik payı saÄŸlamak ve belirsizliÄŸi azaltmak için Avrupalı bankaların sermaye pozisyonları güçlendirilmeli” dedi.
Avrupa BirliÄŸi, bankaların Yunanistan’ın iflasına hazırlık derecelerini ölçmek için stres testi hazırlığına baÅŸladı.
AB ekonomi ve maliye bakanları, Londra merkezli Avrupa Bankacılık Üst Kurumundan (EBA) Yunan tahvillerinin değerinin kırpılması halinde hangi ülke bankalarının ne kadar zarar edeceği hakkında ayrıntılı çalışma yapılmasını istedi.
AB’nin ayrıca Birlik genelinde, ülke riskleri nedeniyle zarar yazan bankalara sermaye enjeksiyonunda uygulanacak ortak kurallar üzerinde çalıştığı bildirildi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluÅŸu Moody’s, Fransız-Belçika ortaklığı Dexia bankasının kredi notunu olası indirim için izlemeye aldı.
Dexia bankasıyla ilgili kaygılara bankanın elinde büyük miktarda Yunan tahvili bulunmasının yol açtığı sanılıyor. Dexia’nın bilançosunda 3,4 milyar euro tutarında Yunan tahvili bulunuyor.
Deixa Yönetim Kurulu yaptığı acil toplantıdan sonra bilançosunda sorunlu aktiflerin yarattığı ”yapısal sorunları” çözeceÄŸini açıkladı ve Lüksemburg’daki ”Dexia Banque Internationale” biriminin satışı için bir grup uluslararası yatırımcıyla görüşmelerin baÅŸladığını bildirdi.
Belçika BaÅŸbakanı Yves Leterme, Dexia’nın 113 milyar euroluk sorunlu aktiflerinin yeni oluÅŸturulacak ”kötü” bankaya aktarılacağını ve Fransa’yla birlikte mevduat sahiplerini ve kreditörleri koruma garantisi vereceklerini söyledi.
-Yunanistan’ın borç sorunu-
IMF, kurtarma paketi kapsamında Yunanistan’da yapılan gözden geçirmenin yakında olumlu sonuçlanmasını umduÄŸunu, ancak görüşmelerin henüz bitmediÄŸini bildirdi.
IMF’nin Yunanistan misyonu baÅŸkanı Poul Thomsen, ”Ä°yi ilerleme kaydettik, ancak halen tartışılması gerekli önemli konular var. Kesinlikle halen sona ermesinden uzaktayız” dedi.
Euro Bölgesi Maliye Bakanlarının Lüksemburg’da yaptığı toplantıda Yunanistan’a 110 milyar euroluk kurtarma paketinin 8 milyar euroluk kısmının verilip verilmeyeceÄŸi konusunda karar çıkmadı.
Euro Grubu BaÅŸkanı Juncker toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, Yunanistan’a 8 milyar euroluk kredinin verilip verilmeyeceÄŸine iliÅŸkin kararın ekim ayı içinde verilmesini beklediÄŸini söyledi.
Juncker, Avro Bölgesi maliye bakanlarının, özel sektörün Yunanistan için kabul edilen ikinci pakete katılımının genişletilmesini yeniden değerlendirdiğini söyledi.
Yunanistan için 109 milyar euroluk ikinci paketin kabul edildiÄŸi temmuz ayındaki anlaÅŸmaya göre, özel sektör elindeki Yunan tahvillerinin yüzde 21’ini zarar kaydetmeyi kabul etmiÅŸti.
Bu arada toplantıda Finlandiya’nın EFSF katkıda bulunması için teminat almasına olanak saÄŸlayan bir anlaÅŸmaya varıldığı belirtildi.
Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, bütçe açığının daraltılması çerçevesinde alınan önlemlere yenilerinin eklenmeyeceğini söyledi.
-ABD ekonomisi-
ABD Merkez Bankası BaÅŸkanı Ben Bernanke, Fed’in, zayıf istihdam piyasası ve Avrupa’daki finansal sıkıntılardan kaynaklı kırılgan ekonomik büyümeye yardımcı olmak için daha fazla adım atmaya hazır olduÄŸunu söyledi.
Bernanke, ”Komite, ekonomideki geliÅŸmeleri yakından izlemeye devam edecek ve fiyat istikrarı baÄŸlamında güçlü ekonomik toparlanmayı ilerletmek için uygun biçimde daha fazla adım atmaya hazır olacak” dedi.
Zayıf istihdam büyümesinin tüketici güvenini düşürdüğü gözönüne alındığında Kongre’nin toparlanmaya zarar verebilecek ÅŸekilde harcamaları çok hızlı azaltmaktan kaçınması gerektiÄŸine iÅŸaret eden Bernanke, ancak aynı zamanda Kongre’nin uzun vadede bütçe açığını azaltmakla mücadele ettiÄŸini ifade etti.
ABD Çalışma bakanlığı’nın verilerine göre, eylül ayında tarım dışı istihdam 103 binle beklentilerin üzerinde arttı. AÄŸustos ayında yüzde 9,1 olan iÅŸsizlik oranı beklentiler doÄŸrultusunda eylül ayında da aynı seviyede kaldı. Eylül ayında iÅŸsiz sayısı 14 milyon oldu. ABD’de geçen hafta iÅŸsizlik maaşı baÅŸvuruları da 6 bin artarak 401 bin oldu.