Çok önemli bir tanımlama değil mi?
Nerede ve hangi yönde olursa olsun, yanlış uygulamalara kısa ve öz bir anlatım!
Aslında bu söylem tam bir bilimsel kuram içeriyor
Şöyle ki bir yangının meydana gelebilmesi için,
Bir kenarı yanıcı madde
İkinci kenarı oksijen yani hava
Üçüncü kenarı ise ısı olan bir üçgenin oluşması gerekir
Bu üç unsur bir araya geldiÄŸi zaman, bilimsel olarak yanma baÅŸlar…
Eğer siz bu kenarlardan, yanıcı maddeyi, ısıyı ya da ortamın havasından birini ortadan kaldırırsanız ki itfaiye de bunu yapar, o yangın büyümeden sönecektir!
Ama tam tersi, bu üçlünün deÄŸerlerini artırırsanız, iÅŸte o zaman yangının daha da büyümesine neden olursunuz, aynen yakın zamanda yaÅŸadığımız büyük orman yangınları gibi…
Elbette hiç bir çaba sarf etmez ve sadece izlemekle yetinirseniz(!)yangında, yanıcı madde bittikten sonra, kendiliğinden sönecektir ama verdiği zarar ve ziyan da o oranda büyüyecektir
Şimdi ise hepimizin sıcaklığını doğrudan hissettiğimiz, büyük bir eko-yangın piyasaları ve tüm toplum kesimlerini sarmış vaziyette
Eko-üçgen ise
Bir kenarı Döviz ,
İkinci kenarı düşük faiz
Üçüncü kenarı ise güvensizlikten oluşuyor!
Bu durumda görünen o ki bu eko-üçgeni bozup, eko-yangını bir an önce kontrol altına almaya çabalayanların(!)yaptıkları ve aldıkları önlemler ise tam tersi, eko-yangını körükler nitelikte…
Eğer aslan, tavşan, tilki, fil, zürafa, ceylan ve tüm orman canlıları, birlikte aynı yönde kaçışıyorsa?
Biliniz ki orman yanıyor demektir!
Keza döviz, enflasyon, petrol, altın hep birlikte artıyorsa biliniz ki o ekonomi de yanıyordur…
Sözün özü;
EÄŸer ”eko-yangını” gerçekten söndürmek istiyorsanız? Ya önce faiz vanasını açar, yangını kontrol altına alırsınız ya da vanayı kısarak, yangına körükle gidersiniz!