Bu hafta AB’nin 2 trilyon euroluk paketi ile ilgili kararlar önemli olacak. Paradan çok bu para ile neler yapılacağı, ne gibi önlemler alınacağı önemli. Geçtiğimiz haftayı 1.3383 ile kritik eşik olan 1.3410’un altında kapatan euronun bu hafta içinde 1.3220-50 seviyelerini test etmesi büyük olasılık. Haftayı sert düşüşle kapatan ABD borsalarındaki kayıplar bu hafta da devam edeceğinden İMKB’nin işi zorlaşacak.
Ülkemiz; bölgemizdeki İsrail, Arap Baharı, Suriye ve Kuzey Irak’taki bunca sıcak gelişmeye, gelişmiş ülke ekonomilerinde ve özellikle de AB’nin borç krizine rağmen diğer ülkelerden çok ciddi olarak farklılaştı son haftalarda.
“Pozitif ayrışma” deniyor bu duruma piyasalarda. Diğer ülkelerden; ya da daha kolay tanımıyla borsalardan; daha başarılı bir performans ortaya koyulması durumu bu. Diğer ülke borsaları düşerken biz yükseliyoruz. Hatta bunu neredeyse tüm dünyaya karşı yapıyoruz. Grafikte “MSCI Dünya” ve “MSCI Türkiye” endekslerinin grafiği yer alıyor. Son haftalara bakıldığında dünya endeksi düşerken Türkiye endeksi ciddi olarak farklı bir seyir izleyerek yükseliyor. Temmuz sonundan bu yana MSCI Türkiye endeksinin gün sonu kapanışları bazındaki kaybu yüzde 2.5 olurken (Ağustos ortasındaki kaybu bir ara yüzde 21.1’e ulaşsa da), aynı dönemde dünya endeksinin kaybı yüzde 16.6’ya ulaşmış durumda.
Bu “pozitif ayrışmanın” ardında bildik; siyasi istikrar, yüksek büyüme gibi makro sebepler var. Son zamanlarda bu faktörlerin de önüne geçen ve borsalardaki “ayrışmayı” yaratan unsur Türkiye’nin notunun artacağı beklentisiydi.
2008 yılında küresel krizin hüküm sürmeye başladığı dönemlerde dünyadan “negatif ayrışan” ve dünya endekslerinden çok daha önce dip yapan İMKB, diğerlerinden hem daha önce hem de daha hızlı toparlanmayı başarmış durumda. Geçtiğimiz yılın ortalarında, Fed’in II. Bedava Para Paketi öncesinde dünyaya olumsuz havanın hakim olduğu dönemlerde de İMKB bir kez daha pozitif ayrışmayı başarmıştı. II. BPP’nin yarattığı hava dünya borsalarında ancak kısa vadeli bir yükseliş trendi yaratırken, İMKB tarihi rekorlarını kırdı. Ancak sonrasında her iki endeks yeniden birbirne yaklaştı, yakınsadı.
Şimdi asıl soru son aylardaki bu “ayrışmanın” devam edip etmeyeceği. Elbette ki yüksek büyümeyi sürdürüp sürdüremeyeceğimiz önemli olacak. IMF’nin 2012 tahmini yüzde 2.2 seviyesinde. Böylesine düşük bir oran; her ne kadar global yüzde 1’den iyiyse de; geçtiğimiz yıllardaki performansı sürdürmemize çok da yardımcı olamayacaktır. Gerçi piyasa katılımcılarının bir çoğunun tahmini bu seviyenin üzerinde. Diğer yandan en büyük ticaret partnerimiz konumundaki AB’deki borç sorunu da meselenin bir başka önemli boyutu. Bu sorun henüz daha çözülebilmiş değil. Kolay kolay da çözülecek gibi görünmüyor. Radikal kararlar alınırsa ne alâ, alınmadığı ve sorun yine ötelendiği takdirde AB’nin büyümesi sınırlı olacaktır. AB’deki düşük büyüme de bizim mal ve hizmetlerimize olan Avrupa talebinin düşmesi anlamına gelecektir.
Kısa vadede tüm bunlar fiyatlanır mı? Özellikle AB’deki sorun içinden çıkılmaz hale gelecek olur ise; ilk aşamada Türkiye “güvenli liman” rolünü oynayabilir ve “pozitif ayrışma” devam edebilir, ancak orta vadede arz/talep meselelerinden dolayı bu ayrışma yerini normalleşmeye, yakınsamaya bırakır.
Kısa vadede pozitif ayrışmayı destekleyen en önemli sebeplerden biri olan “not artışı” beklentilerinde de bir noktaya gelindi. S&P yerli para cinsi notu arttırdı, Fitch geçen hafta not artışı için aceleleri olmadığını söyledi. Moody’s’den ses seda yok. Her üçü de notumuzu 1’er kademe arttırsa da (Birçoklarının beklediği gibi iki kademelik artışlar bence hayalden öte bir şey değil.) hem S&P, hem de Moody’s’de yatırım yapılabilir seviyeye ulaşamıyoruz. Her ne kadar “not artışı pilavı” ısıtılıp ısıtılıp piyasanın önüne getiriliyor olsa da yakın gelecekte bu ihtimal azaldığından dolayı pozitif ayrışma da hız kaybedecektir.
Borsada not artışı için alınmış pozisyonların “baskısı” bir süre daha devam etse de önümüzdeki günlerde/haftalarda dünya piyasalarındaki hava olumsuza döndüğünde -ki bunu bekliyorum- İMKB ya elde ettiği farkın bir kısmını geri vererek, ya da diğerleri yükselirken yatay kalarak “sürüye” yakınsayacaktır.
Gelelim bu haftaya…
Bu hafta AB’nin 2 trilyon euroluk paketi ile ilgili kararlar önemli olacak. Paradan çok bu para ile neler yapılacağı, ne gibi önlemler alınacağı önemli. Paketin ilk yansımaları euro/dolar paritesinde olacağa benziyor. Geçtiğimiz haftayı 1.3383 ile kritik eşik olan 1.3410’un altında kapatan euronun bu hafta içinde 1.3220-50 seviyelerini test etmesi büyük olasılık. Bu seviyenin kırılması durumunda ise 1.3060 seviyesi yeni hedef olacak. Bu seviye önemli ve ilk denemede altına inilmesi ihtimali düşük.
Paritedeki bu hareketler; normal şartlar altında; geçtiğimiz hafta 1.8670 seviyelerini geçemeyen dolar/TL kurlarında 1.8780 seviyelerine doğru bir hareketi beraberinde getirebilir. Dolar/TL kurundaki böylesi bir hareket “1 dolar+1 euro sepetinde” 4.40 seviyesinin üzerinde bir kapanışı beraberinde getirecek olur ise piyasalardaki gerilim artacaktır. Aksi takdirde dolar/TL’deki hareket sınırlı kalacaktır.
Geçtiğimiz hafta hem Pazartesi hem de Cuma günü gün içindeki kayıplarını “hızlı” kapatıp yükselen İMKB’nin bu hafta da aynı “pozitif ayrışma” çabalarını sürdüreceğe benzer. Halen daha 60.827 ile 60.110 arasında bir “boşluk” var ve bu çabalar sırasında bu boşluk kapanabilr. Ancak haftayı sert düşüşle kapatan ABD borsalarındaki kayıplar bu hafta da devam edeceğinden İMKB’nin de işi zorlaşacaktır. Yükselişin sürdürülemediği durumda ise İMKB’nin geçtiğimiz Pazartesi-Salı günleri arasındaki zıplama sırasında 56.801-57.629 arasındaki boşluğu kapatacak bir geri çekilme yaşanabilir. Önümüzdeki hafta 56.800’ler civarından geçen 50 günlük Hareketli Ortalama düşüşleri mutlaka sınırlayacaktır. Yükselişte ise 60.850 (Aşılması zor!) ve ardından da 62.900 seviyeleri önemli dirençler olacaktır.
Geçtiğimiz haftanın tahmin karnesi
Piyasa/Ürün Tahminler Gerçekleşmeler
Euro 1.3680-1.3740 denese de 1.3691 görüldü.
1.3410’kritik olacak ve altına inilecek. 1.3383’den kapanış oldu.
Dolar/TL 1.8670-1.8780 görülebilir, aşılması zor. 1.8700 görüldü, aşılmadı.
İMKB – I 55.160 ve ardından 53.600’ ye inilebilir. 55,009 görüldü! Altına inilmedi!
İMKB – II 60.827-59.858 arasındaki boşluk 60.110’a kadar kapandı. 53 binlere kapanabilir. Sonrasında 53 binlere inilir. bu hafta bakılacak…
Gösterge bono 9.20 bileşik test edilebilir. 8.76 aşılmadı.
Hocam ben sizlere hiç mi hiç katılmıyorum. İMKB tam anlamı ile Recep Tayyip Erdoğan nın borsası olup asla ve asla güvenmeyin derim. sizleri Recep Tayyip ERdoğan da kurtaramaz. yakında göreceksiniz ne demek istediğimi…..Yabancılar VOB daki yasal (KUMAR)lerine göre pozisyon almaktalar olup, yakında imkb de çöküntü beklemekteyim şahsen.