Kazım ÇiloÄŸlu’nun bugünkü yazısı
Koca bir yılda neler yaşanmamdı ki?
Adeta her günümüz sözde açılışlar, toplantılar, özde ise siyasi söylemlerle geldi geçti!
Geride kalan ise tam anlamı ve özellikle de ekonomik yönden, geçmiş yıllarda yapılan ve bizimde naçizane köşemizden ve de ufukta gözükmeden var sayıp, uyardığımız yanlışların bir sağlaması oldu…
Dilerdik bu ekonomik bedeller ödenmesin, sarsıntılar çok daha yumuşak bir inişle sonuçlansın
Elbette olamazdı…
Perşembenin gelişi Çarşambandan ayan, beyan belli olmasına karşın, uyarı ve önlemler yerine, dış saldırılar ve kıskançlıklar(!)öne çıkarıldı, gerekçe gösterildi.
Elbette ekonomide duygusallık ve hamasi sözlerin ne derece etkili olduğu da, bu vesile ile çok daha açık bir şekilde görülmüş oldu
Oysa böyle bir irtifa kaybı yaşanacağı bilinmesine karşın, piyasa önlemleri de uygun ekonomik enstrümanlarda, yerinde ve zamanında alınsaydı, bir kesim için bu kadar acı ekonomik bedeller ödetilmezdi…
Nedir bunlar derseniz?
Faizin ve dövizin ekonomik kurallara ters bir anlayışla baskılanması, ithalata gem vurulamaması, piyasalarda imalat ve ihracatın cazibesini yitirmesiydi!
Bu konuda doğru kararlar almak isteyenleri, açık söylemlerle engellemeye kalkmakla kalmadık hatta tam tersi uygulamalar yapmaları yönünden, aleni ve güçlü bir baskı altına aldık…
Elbette bu yanlışlardan dolayı büyük maddi kayıplar yaşandı.
Bir sürü ve oldukça köklü iş yerleri konkordato ilan etti.
Ä°ÅŸsiz kalanlar oldu.
Ä°ÅŸini kaybetmeyenler de, bu duruma sevinemediler zira o kadar büyük bir devalüasyon yaÅŸandı ki mevcut gelirler ve aşırı zamlar sonunda, bu kesimlerin de kendi geçimlerini saÄŸlamak imkansız hale geldi…
Diğer yandan her yaşanan ekonomik depremden sonra, dillendirildiği gibi, her kriz bir fırsattır sözü de gene ve ne yazık ki doğru çıktı!
Neden mi?
Çünkü olayları bir vesile ile görüp, fark edenler(!)nakdi ve güvenli limanlara demirlediler.
Ekonomik fırtına geçer geçmez de, limandan hareketle, ne kadar batık, biçare işletme ve mal var, hepsini ucuza kapatıarak, katmerli kazançlar elde ettiler…
Hiç kuşkusuz bunların çoğu, yerli gibi gözüken yabancılarla, yabancı gibi gözüken yerliler tarafından halledildi!
Eko-savaşların amacı, sınırları ve ülkeleri değil, maddi kazanımları ve milli eko-değerleri ele geçirip, nemalanmaktır…
Sözün özü;
Her kriz ekonomik bir fırsat dense de, bu yolla elde edilen kazanımlar, milli ekonomilere çözümler üretmek yerine, bireysel ve haksız servet transferlerinin oluşmasına bir vesile olur!