Peşi sıra gelen döviz dalgaları nihayet durulmuşa benziyor. En azından yarattığı hasarlar ve varsa bir çözüm yolu arayışlarına başlanılması bile ümit verici bir gelişme olsa gerek!
Diğer yandan bakıldığında iki çelişkili ekonomik manzara izleniyor.
Birinci gurupta olanlar çok şanslı çünkü ve belli ki bu gurupta olanlar döviz tasarruflarında her nasılsa(!) öndelikli olmuşlar…
Hali ile önemli bir kayıpları olmadığı gibi bazı yönlerden havadan para dahi kazanmış oldular.
Diğer yandan eski kur ile üretime dayalı mamul madde ithal edenler ve ödemesini önceden yapmış olanlarda aynı ihraç ürünü döviz fiyatı değişmemesine karşın alacağı döviz karşılığının TL değeri ile de kayıp değil kazanç sağlayacaktır.
Zor durumda kalanlar ise hiç kuşkusuz ödemelerini ileriye taşımış olan döviz borçluları olmuştur. Bu gurup iç tüketime yönelik ithalat yaptı ise çok daha zor durumda kalmıştır. Nedeni de elbette çok açık ve nettir. Elinde ki ürünü aynı fiyattan iç tüketime verse? Bu taktirde sağladığı TL ile döviz karşılığını sağlayamayacak, ürününe yeni zam yapsa bu seferde beklediği süreçte bu ürünün satımını sağlayamayacaktır.
Çünkü bu yaşanan ekonomik tsunami de, henüz dalgaların altında kalan ücretli geniş halk kitlelerinin gelirleri artırılmadı ve yerinde saydığından, bu yaygın kitlenin alım iştahı da kapanmış durumdadır!
Bu da piyasaların çok önemli sorunu ve acil destek bekleyen üçüncü ayağıdır.
Son YEP sunumunda ise ağırlıklı birinci ayaktan, kısmen de olsa ikinci ayaktan bahsedilse de, bu önemli ve büyük kitle ücretlilerin sorunlarına ise hiç değinilmedi…
Eğer yakın zamanda bir iyileştirme yapılmaz ve bu kitleye nefes aldırılmaz ve Ocak 2019 beklenir ise çok değil bir aya kadar bu kitlenin harcamaları tamamen durma noktasına gelecektir.
Zorunlu gıda ürünleri dışında, sonbahar ve kış ayları önümüzde ve ısınma, elektrik, ulaşım giderlerinde ki eklenen aşırı zamlı harcamalarda eklenince sosyal barışı sunumlarla ve sözlerle sağlamakta zorluklar yaşanacağı da ufuk da bile değil burnumuzun ucunda ayan beyan görülmektedir…
Sözün özü;
Adil paylaşılmayan zararlar ve kayıplardan,  ekonomik çözümlere ve kazançlara ulaşılamaz!
Döviz dalgalanmaları devam edecek diye düşünüyorum sebebine gelince Türkiye izlenen politikalar nedeni ile enerjiden tutunda tarım ürünlerine,et’e süt’e kadar dışa bagımlı duruma getirildi,eretimi arttırarak veya üretimi destekliyerek kısa sürede bu problemi çözemezler dolayısı ile dışardan alacagı her ürün için malı satan dövizle karşılanmasını istiyor,buna mukabil ihracatımız kısıtlı vede ithalatı karşılamadıgı için döviz ihtiyacını borçla karşılamak zorundalar ülke kaynaklarını sata sata kuruttular ÅŸimdilerde döviz bulabilmek için baÅŸka kaynak yaratmak istiyorlar ama çabaları akıntıya karşı kürek sallamak gibi çok zor,yerel seçimlere kadar durumu idare-i Maslahat olarak oyalamak seçim sonucunda bilhassa Mart-19’dan sonra tsunami gelecek maalesef.Çünki Ekonomide ne ekersen onu biçersin,bunlar ne ekti?
değerli katkınız için teşekkürler