Taner Berksoy’un bugünkü yazısı
Başkan Trump artık iyi bilinen bir figür haline geldi. Sonunun ne olacağını pek kestirmeden olmadık işler yapıyor. Daha önce de söylediğim gibi Trump temelde bir işadamı ve icraatının büyük kısmını iş alemini kayırmak üzerine inşa ediyor. Şu sıralarda iş alemini de daha çok uluslararası rekabet bağlamında tanımlıyor. Yani dışarıdan ABD ürünlerine karşı izlenen rekabeti iş aleminin sorunu olarak algılıyor. Dışarıdan gelen rekabet noktasında ise Trump’ın dikkati daha çok dış ticaret üzerine odaklanıyor. Şimdiye kadar dost olarak bilinen birçok ülkeyi ABD’ye karşı rekabeti zedeleyen girişimlerde bulunmakla suçluyor. Bunlara karşı adeta savaş açmış gibi. Zaten bu çabası da “ticaret savaşı” olarak tanımlanıyor.
Ticaret savaşı tanımı yeni bir icat değil. Eski dönemlerde de bu tür örnekler var. Uluslararası ticarette karşı tarafın pazar payını kendi lehine değiştirmek, küçültmek için bilerek ve isteyerek önlem uygulanması ticaret savaşının ilk adımı.