Bundan tam 99 yıl önce, 16 Mayıs 1919’da Ä°stanbul’dan hareket edip, 19 Mayıs 1919’ta Samsun’a yanaÅŸarak, içindekilerle bir bağımsızlık ateÅŸi yakan o gemi: Bandırma… O geminin içindeki Mustafa Kemal ve arkadaÅŸları sadece bir Ä°stiklal mücadelesini baÅŸlatmadılar.
Binlerce yıllık Türk tarihinde, esir düşmemenin geleneğini sürdürerek, bu topraklarda bir kurtuluş savaşını başlattılar. Tarih bize Atatürk’ü hediye etti. Fakat o gemi sadece bu ülkenin bağımsızlığını taşımadı.
O gemiden yapılan kurtuluş savaşı ve çağdaş devrimlerle birlikte milli banka çıktı. O gemidekiler Merkez Bankası, İş Bankası, Sümerbank, Denizcilik Bankası, Etibank ve Halk Bankası’nı yarattı. Milli tasarruf ile kumbaraları icat edip, toplanan tasarrufları namusluca kullanıp kalkınırken, Osmanlı’dan kalkan borcu da ödedi. Şu an bankacılık sektörünün yüzde 70’ini yabancılara devrettiniz.
O gemiden milli eğitim çıktı. Çağdaş bir eğitim sistemi, Türk Dil Kurumu, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Köy Enstitüleri bu toprağa ayak bastı. Her birini tek tek yok edip, üniversiteleri parçalayıp, eğitimin içini boşaltıp, onu da yabancı uzmanlara emanet ettiniz.
O gemiden çıkan milli eğitim sistemiyle, yurtdışından, özellikle Almanya’dan Ar-Ge çalışmaları yapmak üzere getirilen öğretim üyeleri de bu toprağa ayak bastı. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ile milli teknoloji yaratıldı. Bugün tank ve otomobil yapmaya çalışır hale geldiysek, bilimi reddeden yapıda bunun sebebini aramalıyız.
O gemiden milli banka ile milli tasarruf, milli eğitimle milli teknoloji yaratılırken, arkasından gelenlerle yıldızımız parladı. Bu altyapı milli savunmayı yarattı. Karabük Demir Çelik Fabrikası, Kırıkkale Silah Fabrikası, Kayseri Uçak Fabrikası da o gemiden indi. Yıl 2018 halen yerli uçak yapmaktan bahsediyoruz. Adı var; kendi yok.
Yine atılan sağlam temelden milli sanayi oluştu. Nazilli Pamuklu Dokuma Fabrikası, Merinos Yünlü Dokuma Fabrikası, Beykoz Deri Mamulleri Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, SEKA Kağıt Fabrikası başta olmak üzere çok sayıda sanayi tesisi kuruldu. Hepsini arazileriyle birlikte babalar gibi sattınız.
O gemiden milli tarım indi Samsun’a… TARÄ°Åž, ÅŸeker fabrikaları, devlet üretme çiftlikleri, cumhuriyet köyleri ile tanıştı genç Türkiye… Bugün AVM yapılsın diye sattığınız ÅŸeker fabrikalarının bu ülkenin yok canıyla biriktirdiÄŸi paralarla kurulduÄŸu unuttunuz.
O gemiden bugün bile hayal gibi görülen uluslararası pazarlama kavramı çıktı. Dünyanın ilk fuar gemisi, Karadeniz Vapuru ile ürünlerimiz ve genç yüzümüz dünyaya tanıtıldı. Dünyadaki teknolojiler ilk kez ülkemizde sergilensin diyerek Uluslararası İzmir Fuarı yapıldı.
Ve tüm bunlar borçlar ödenirken, 15 yılın sonunda dış ticaret fazlası veren, dünyada saygın bir ülkeyi yarattı. Yani o gemiden Türk’e yakışır bir Türk Devleti limana yanaştı.
Aradan geçen 99 yılda Balta Limanı benzeri Gümrük Birliği, Düyunu Umumiye benzeri IMF ve Varlık Fonu uygulamaları bu ülkenin gündemine girdiyse, fazla veren ekonomi üretemez hale gelip, 468 milyar dolar eksi duruma geçtiyse o gemiyi anlamamışsınız demektir.
O gemi vatansever kadroları taşırken, ‘Bir gün sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin’ diyen Atatürk’ü taşıdı. Bugün bilimi reddeden bir ülke haline geldiysek, o gemiyi hiç anlamamışsınız demektir.
O gemiden inenlerin hepsini, bir şekilde yok etmeye çalışanlar oldu. Ama hiç ümitlenmesinler; o gemiden inen Atatürk’ün ruhu, felsefesi sonsuza kadar yaşayacak ve her sıkıştığında bu ülkeye akıl ve bilimle yine yol gösteren olacaktır.
19 Mayıs ile gelen bayram ve o gemi, yani Bandırma bu ülkeye öyle bir demir attı ki, yedi cihan bir araya gelse de, içimizden hainler bulsa da, yerinden çıkmaz. Mutlu bayramlar Türkiye…
Sayın Çetin Ünsalan
Duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade eden çok güzel bir yazı idi.
teşekkürler.
r.ikizoÄŸlu