Dün Merkez Bankası GLP faizini 75 baz puan artırdı.
Bu artırım sonrasında dolarda ilk anda sert bir aÅŸağı hareket oldu ama ardından ABD dolar endeksinin (DXY) yükseliÅŸ trendine de uygun olarak dolar yukarı yönlü hareketine devam ederek 4.11 seviyelerini gördü. faizin artırıldığı haber geldiÄŸi sırada henüz borsada ikinci seans iÅŸlemleri yeni baÅŸlamıştı ve borsa ilk anda çok hafif bir yukarı hareket yaptı. Tüm bunlar olurken aslında tam da ofisten çıkıp BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nin düzenlediÄŸi Investimate yarışması’nın jüri toplantısına katılacaktım. Faiz artışı ve borsa ile ile ilgili olarak kısa bir kaç twit gönderdim. Bunlardan ilkinde MB’nın kısa vadede doÄŸru olanı yaptığını belirttim (borsa konusuna aÅŸağıda döneceÄŸim).
Bir okuyucum haklı olarak “artırmamalı diyordunuz” ÅŸeklinde cevap atmış. Haklı olarak diyorum çünkü; en son yaptığım youtube yayınlarından birinde bu konuda soru gelmiÅŸ ve “artırmamalı” yorumunu yapmıştım. Ama burada önemli ince bir çizgi var. Önce bunu açıklayayım (zaten o yayında da anlatmıştım); 2012’den beri döviz kurları sert yukarı hareketler yaptığında faizleri 3-5 puan arasında artırdık. Bu durum döviz kurlarını ortalama olarak 1 yıllık bir süre için sakinleÅŸtirdi ama, enflasyon düşmeyince yeniden yukarı yönlü baskılar oluÅŸturdu. Sonra yine 3-5 puan artırdık ve yine ortalama 1 yıllık bir süre için dövizi sakinleÅŸtirdik. EÄŸer amaç, dövizdeki artışı frenlemek ise, amaca hizmet etmiyor. Sadece geçici iyileÅŸme getiriyor. Ä°ÅŸte bu yüzden son faiz kararı öncesinde, “MB yine dövizdeki artışa set çekmek için faiz artışı yapacaksa hiç yapmasın, yapmamalı” demiÅŸ ve gerçek amacın enflasyonu düşürmek olması gerektiÄŸini belirtmiÅŸtim. Enflasyon ile savaÅŸa ciddi bir irade ortaya koymadan yapılan faiz artışları, kısa vadede rahatlama yarattı ama bugüne kadar hastalığı ve sorunu çözmedi. Çünkü iki önemli eksiklik vardı; birincisi ilacın dozu, ikincisi de faiz ilacı yanında diÄŸer ilaçların da kullanılması gerekliliÄŸiydi. Ama biz bugüne kadar eksik doz kullanırken, enflasyonu düşürme hedefine uygun yan ilaçlar vermedik.
Åžimdi şöyle düşünün. Varsayalım ki; dün MB, GLP faizini %17’ye yükseltmiÅŸ olsaydı acaba enflasyonu kalıcı olarak düşürebilir miydi? Buna “kesin ve kalıcı olarak olarak düşürürdü” ÅŸeklinde bir cevap vermek yanlış olur. Şöyle bir mekanizma kısa vadede enflasyonu düşürür; Faiz sert artırılınca swap maliyetleri nedeniyle dolarda long olmak hiç cazip olmaz ve dolar önce sert düşüp sonra genel bir düşüş trendine girer (Bugüne kadar hep böyle oldu). Ãœlkemizdeki üretimin girdilerine baktığımızda ortalama %50-60’ı döviz bazında maliyetlerden oluÅŸuyor. Dolar aÅŸağı gidince enflasyon da kısa vadede hızla aÅŸağı gidebiliyor. Fakat, çok önemli bir sorun ortaya çıkıyor. Dışa açık bir ekonomi olduÄŸumuz için, faizlerin artırılmış olması dışarıdan gelen portföy yatırımlarının artmasına neden oluyor. Yüksek faize gelen bu portföylerin en önemli özelliÄŸi istediÄŸi zaman kaçıp gitmesidir. iÅŸte tam da bu noktada sorun yaşıyoruz. Ãœlkeye gelen portföy yatırımları sadece iç ekonomik sebeplerle deÄŸil, iç ve dış siyasi sebepler ve diÄŸer merkez Bankalarının (örn. FED) kararları nedeniyle kaçıp gitmeye baÅŸladığında, döviz kurlarında yeniden sert yükseliÅŸler görebiliyoruz. Dolayısıyla faizleri artırarak düşürmeyi baÅŸardığınız döviz kurları bir anda yeniden yükseliÅŸe geçtiÄŸinde, enflasyon üzerinde yeniden baskı oluÅŸtururken, beklentilerin de deÄŸiÅŸmesine neden oluyor. İşte bu yüzden eÄŸer faiz artırılırsa, gelen portföy yatırımlarının da bir ÅŸekilde kaçıp gitmesini engelleyici bir mekanizma gerekiyor. Birçok durumda da kısa vadede enflasyon düşüyor ama bir süre sonra ilacın etkisi geçiyor ve enflasyon yükselmeye baÅŸladığında, portföy yatırımları kaçmaya baÅŸlarken, üstelik durumdan kâr etmek için kur üzerinde bilinçli baskı oluÅŸturarak faizlerin daha artırılması için zorluyorlar.
Bugüne kadar, yapılan faiz artışları toplam talebi baskılayacak güçte olmadı. 2012 yılında Ali Babacan ve Erdem Başçı bunu gördükleri için kredi kartı taksitlerini 9’a indirirken, toplam kredilerdeki büyümeyi yavaÅŸlatıcı önlemler alarak çok doÄŸru adımlar attılar ve ilk defa o zaman enflasyonun %5 veya altına düşeceÄŸine dair inancım güçlenmiÅŸti. Fakat Ali Babacan’ın gitmesiyle birlikte Büyüme ön plana çıktı ve krediler yeniden gevÅŸetildi. Ãœretici ve sanayiciye kredi açılması (KGF) sorun deÄŸil ama, tüketici kredileri de hızla büyüdü. Bu da enflasyonu hızlandıran bir unsur oldu. Seçim sonrasında bizleri ağır ekonomik koÅŸullar bekliyor. Çok fazla zam gelecektir. Ä°nÅŸallah orta ve uzun vadeli ciddi bir program ile bu enflasyon sorunu çözülür, %5’in altına ineriz ve faizler de %6-7’lere iner. Sadece bu tür bir politika Türkiye’nin yatırımlarını ve istihdamını artıracak ve iÅŸsizlik sorununu çözebilecektir.
Sonuç olarak dünkü twitte söylediğim üzere MB kısa vade için doğru olanı yaptı ama enflasyonla mücadele konusunda, şua ana kadar olduğu gibi palyatif geçici bir karar oldu. Bu kararın enflasyonu baskılayacağını düşünmüyorum. İleride yeniden faizleri artırmak zorunda kalacaklardır.
DOLAR
Dün attığım twitte doların 4 Tl ile 4.05 arasında dip çalışması yapabileceÄŸini belirtmiÅŸtim ama dolar 4.11’e kadar çıktı ve o sırada DXY endeksinin (dolar endeksi) yukarı yönlü hareketinden de etkilendi. Bugün dolar 4.0775 civarında bulunuyor. DXY endeksi 90.90 seviyesindeki direncinin üzerine çıktı ve büyük olasılıkla 90.50 seviyesini destek yaparak 91.70-92.00 seviyelerine kadar yükselecektir. Dolar/TL kuru bu aÅŸamada 4.053e kadar gerileyip, bu seviye üzerinde destek oluÅŸturup yeniden yukarı yönlü bir hareket içine girebilir. Ama DXY endeksinde sert yükseliÅŸler olmazsa bir süre bu seviyelerde sıkışık hareketler görebiliriz.
BORSA
Dün Faiz kararı sonrasında şu twiti attım.
“Faiz kararı sonrasında borsa olumlu tepki verdi.. Åžu an borsa alım için oldukça uygun görünüyor (beklenmedik olumsuz bir habere karşı stopunuzu belirlemeden de alım yapmayın). yarın görüşmek üzere…”
Bu twitten sonra hemen ofisten çıktım ve BoÄŸaziçi üniversitesine geldiÄŸimde endeks 109.700 seviyelerinden 107.600 seviyelerine kadar gerileme yapmıştı. SaÄŸolsunlar, fırsatı kaçırmayan okuyucularım bayağı eÄŸlendiler ve çok sayıda dalga geçen mesaj aldım. Bu iÅŸi yapıyorsanız, bu tür mesajlar da iÅŸin doÄŸasında var. Aslında ÅŸimdi sizlere şöyle yazmam gerekiyor; “Dün 109 binli seviyelerde piyasanın alım için uygun olacağını söylemiÅŸtim, alanlar hiç paniÄŸe kapılmasınlar, endeks 107 bin civarında desteÄŸini güçlendirdikten sonra yeniden yükseliÅŸe geçecektir.” (Yorumumu aÅŸağıda vereceÄŸim). Davranışsal Finans ilminde buna “Confirmation Bias” (teyit sapması) adı veriliyor. Yani bir pozisyon almışsanız (veya bir pozisyon önermiÅŸseniz) eÄŸer ters bir geliÅŸme olmuÅŸsa, kendi fikrinizi doÄŸrulayan bilgiye önem verir ve size ters durumu güçlendirecek bilgilere ise kulağınızı tıkarsınız. Piyasa hareketleri sizi yanlışlasa da, kendi fikrinizi destekleyecek bir çok teknik gösterge veya temel sebepler bulabilirsiniz. Aslında bu durum, milyonlarca yıllık evrimden geçen beynin, oluÅŸan stresi azaltmak için geliÅŸtirdiÄŸi kolaycı ve aldatıcı bir yoldur ve borsada kısa vadeli iÅŸlem yapan herkes bundan muzdariptir. Daniel Kahneman 2002’de Nobel’i Prospect Teorisiyle aldı. Bu teoriye göre eÄŸer zarar ortaya çıkmışsa satamazsınız (zarar durumunda uzun vadeli yatırımcı olursunuz) ama kâra geçtiÄŸinizde kazandığınızı kaybetme korkusuyla hemen satarsınız (kâr durumunda kısa vadeli yatırımcı olursunuz). İşte tüm bu durumlar için (yani prospect teoriye kurban olmamanız veya Confirmation bias’a yenilmemeniz için) “beklenmedik olumsuz bir habere karşı stopunuzu belirlemeden de alım yapmayın” mesajını da ekledim. Bizler geleceÄŸi tahmin etmek konusunda sizlerden çok daha iyi deÄŸiliz. Ama parayı yönetmek konusunda profesyoneller her zaman sıradan yatırımcıdan çok daha ileridedir. Düşüş baÅŸlamışsa “nerde stop yapalım” sorusu yanlış sorudur. Stop seviyesi herkesin risk algısına ve teknik temel bilgisine göre deÄŸiÅŸir. Sadece bir tane doÄŸru olan ÅŸey vardır. Bir pozisyon açıyorsanız stopunuzu pozisyonu açmadan önce belirlemek zorundasınız. Ama iÅŸ uygulamaya geldiÄŸinde uygulayamıyorsanız “prospect teorisine” yenilmiÅŸsiniz demektir.Â
Dünkü mesajı yazarken, aşağıdaki grafik etkili olmuştu ama bir hata yaptım, diğer uluslararası piyasalardaki getirilere bakmayı unuttum. Halbuki o sırada bütün borsalar negatifteymiş. Çember içine alınmış yerde borsa zaten teknik olarak diplere gelmişti ve TKE göstergesi sinyali yukarı kesmek üzereydi. Eğer dış piyasalar bakmış olsam mesajı şöyle yazardım;
“Borsada kısa vadeli alım zamanı yaklaşıyor, ama dış piyasalarda hava kötü olduÄŸu için aceleci olmadan, 107-110 bin arasında maliyet oluÅŸturarak alım düşünülebilir (Beklenmedik olumsuz geliÅŸmelere karşı stopunuzu belirlemen alım yapmayın)”Â
Bu aÅŸamada her ne kadar temel (Fundamental) görünüme iliÅŸkin çok olumlu bir geliÅŸme olmasa da, teknik olarak kısa vadeli alım için borsa hala uygun görünüyor. Bugünlerde borsada ani sert iniÅŸ ve ani sert çıkışlara ÅŸahit olacağız. Dün alım yapan ve alım yaparken stop seviyesini belirlemeyen varsa, en azından ÅŸimdi kendi hisseleri için stop seviyesini belirlesinler. Endeksin bir süre 106.500-109.000 arasında dalgalanmasını bekliyorum. TKE’de oluÅŸan olumlu aykırılık ise, 1500-2000 puanlık bir yükseliÅŸ olasılığı sunuyor. TKE göstergesi eÄŸer yeniden “0” ın altına gelirse, o seviye stop olarak belirlenebilir, fakat dediÄŸim gibi her senet için stop seviyeleri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Uzun vadeli hisse yatırım konusunda gelince; burada iki önemli konu var;
Birincisi; GeçmiÅŸ yılların analizleri gösteriyor ki; satış ve karlılığı her yıl artan firmalar borsa düşse de az düşüyorlar ve yüksek getiri saÄŸlayabiliyorlar. Bu yüzden bu tür kağıtları bulursanız, bunları kademeli olarak toplamak anlamlıdır. AÅŸağıdaki örnek, bu görüşümün net anlaşılması amacıyla BOLUC için verilmiÅŸtir. Burada geçmiÅŸe bakıyoruz dolayısıyla bu grafik BOLUC alın anlamına gelmiyor. 2013 yılında Mayıs ayında endeks 93 bin seviyesindeydi (mart 2013 kapanış rakamı 86 bin civarındaydı). Bu grafikte hem BOLUC hem de Endeksin 1 TL olarak baÅŸladığı varsayılıyor. Dikkat ederseniz BOLUC 4.51 kat artarken, endeks sadece 1.30 kat artmış. Bu arada Mart 2014 itibarile endeks 0.78 kuruÅŸa düşerken hisse fiyatı 1.88’e kadar (%88) yükselmiÅŸ)
Buradaki kısa mesaj şudur; şirketlerin geleceğe dönük hikayelerini senaryolarını ve değerleme raporlarını (aracı kurumlar çok güzel raporlar yazıyorlar) okuyup uzun vadeli ortak olmak amacıyla hisse seçerseniz, endekse göre zamanlama yapmaya çalışmanıza gerek yok.
Ä°kincisi: Endeksi çok etkileyen ve endekse yakın hareket eden Banka, Holding veya Beta deÄŸeri son bir yılda 1’den fazla olan hisseler için ise zamanlama yapmaya ihtiyaç var ve 2018 yılında endeks bana göre çok daha iyi seviyelerden alım imkanı verecektir.
Paranız sağlığınızı bozmasın..
Hocam galiba enflasyon 55 deÄŸil 5.5 olacak.
TeÅŸekkürler… %5 yazacakken 55 yazmışım. Uyarınız üzerine düzelttim.
Teşekkürler hocam. Ani durumlarda sizden yorum bekleyen bir sürü takipçiniz var ve siz yoğun iş programınız arasında bizlere kılavuz olmaya çalışıyorsunuz. Zaten o an ve o olay doğrultusunda verdiğiniz yorumunuz Amerikan 10 yıllıklarındaki durumu kapsamıyordu. Sizi gerçekten takip edenler hazıra konmadı ve durumu genel değerlendirdi.