Güven Sak’ın bugünkü yazısı
Bizim Ela, artık 10 yaşına geldi. Ama 8 yaşından beri bir dizi fikri oluyor, yenilik yapmak anlamında. Önce, üzerine yatıldığında ısısı yükselmeyen ve hep serin kalan yastık projesi vardı. Sonra, Youtube’da bir yerlerde zaten birilerinin, onun “fikrini” nasıl hayata aktardığını gördü. Pek üzüldü. Ama doğrusu yılmadı. Geçenlerde denize düşen uçağın tamamını yüzdürecek bir şişme bot olsa, uçak kazalarında ölüm oranı ne kadar azalır diye bakınıyordu. Sonra bu “fikrinin” çizimlerini internette bir yerlerde buldu. Birileri yapmak için zaten çalışıyordu. Şimdi en çok “fikrinin” koruması gerektiğine inanıyor. Yoksa çalıp uyguluyorlarmış. Türkiye’nin inovasyon problemi, bizim Ela’nın inovasyon problemini andırıyor doğrusu. Gelin derdimi anlatayım.
Bugünlerde herkes Türkiye’nin yeni teknolojik devrim sürecine nasıl katılabileceğini düşünüyor. Önemli olan, yeni ve daha önce kimselerin yapmadığı bir şeyler yapmak konusunda bir bilince ulaşmaksa hiç sorun yok. Memleket çoktan o bilinç düzeyine ulaşmış hatta aşmış bulunuyor. Nedir mesele?