Bertolt Brecht’in 120 yaşı dolayısıyla Zeliha Berksoy müthiş bir oyun sahneye koydu: İnsan neyle yaşar? Tek kişilik müzikali oynayan ve yöneten Zeliha Berksoy, ortaya koyduğu performans ve tuttuğu aynayla alkışı hak ediyor.
Hepsi bir yana bir toplumda sanatsal bakış açısının ne kadar önemli olduğunu sergilemesi bakımından önemli bir örnek. Çünkü toplumların sıkıştıkları, rotasını kaybettiği, sorunlarıyla yüzleşemediği, ekonomik buhranlar yaşadığı noktada tiyatro başta olmak üzere sanatsal bakış açısının neden önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyan, önemli bir performanstı.
Yani Zeliha Berksoy, yılların tecrübesi ve müthiş bir zamanla ile, tiyatronun, tiyatrocunun bu topluma neden lazım olduğunu bir kez daha kanıtlar özellikteydi.
Bence bugünlerde yaşadıklarımızı, nedenlerini, sorgulamaz yapımızı ve far görmüş tavşan gibi, korkarak yaşayan kendimizi görmek için bu aynaya bakmalıyız. Sadece biz mi? Aslında dünyada uygulanan soygun düzeni içinde, bütün halkların ortak derdinden ve yaşadıklarından bahsediyoruz.
Daha kötüsü Brecht’in sözlerinden anlıyoruz ki, insanoğlu gelişme içerisinde hep aynı sıkıntıları yaşamış. Sistem hiç değişmemiş. Zenginlik yaratacak buluşlar, insanların daha refah sahibi olmasını sağlayacakken, daha çok yoksulluk çekmesinin bahanesi olmuş.
Bu nedenle:
Görevini yapamayan gazeteciyseniz bu oyuna gitmeli ve korkarak onurlu yaşanamayacağını hatırlamalı, kime karşı gerçek göreviniz olduğunu hatırlamalısınız.
İşadamı iseniz, üretiminizi birlikte yaptığınız insanların yaşadıkları sorunlarla bir kere daha yüzleşmenin fırsatını kaçırmamalısınız.
Sanat ile uğraşıyorsanız, yanlışlara methiyeler düzmenin topluma olan görevi yerine getirmek olmadığını görmelisiniz.
İşçi, memur ya da esnaf iseniz, dar gelirinizle başkalarının yanlışlarının üzerini örtüp alkışlayarak, aslında kendinize ihanet ettiğinizi fark etmelisiniz.
Ben her kesimden insanın bu oyunu mutlaka seyretmesi gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan öylesine kritik bir zamanda ve sıkışmışlıkta sahneye koyulduğunu görüyorum ki ‘sanat ve sanatla uğraşanlar iyi ki var’ diyorum.
Neden biliyor musunuz? Sizlere ne anlatırlarsa anlatsınlar; elinize borçla aldığınız cihazları ne kadar çok verirlerse versinler, bunu ne kadar medeniyet diye satarlarsa satsınlar, Brecht’in dediği gibi “Ama ekmek satılmadı eskisinden ucuza.”
İçinde insan olmayan, insan onuru olmayan hiçbir gelişme kıymetli değildir. Bu oyun bir kere daha altını çizdi ki, sanatsal bakışı olmayan, sanatla uğraşan insanlara sahip olmayan toplumların da gerçekten gelişmesi olanak dahilinde değildir.
Teşekkürler Zeliha Berksoy; halen bu ülkede gerçek sanat insanlarının olduğunu hatırlattığın için.