Uğur Gürses’in bugünkü yazısı
KUR tahmini yapmanıza gerek yok; nereye gideceğini bilmek için, “bu filmi” çok seyretmişseniz işiniz kolay. Hayır komplo kuramlarından bahsetmiyorum; kur-enflasyon-faiz döngüsüyle ilgili. Döviz borçlusu ülkede faizler, enflasyonu düşürecek bir noktanın çok altına tutulur, kur yükselir, enflasyon yükselir, hala faiz artırılmaz, kur artmaya devam eder, siyasetçiler tersine faiz düşürmekten bahsederler, kur daha şiddetli artmaya devam eder, Merkez Bankası müdahale ediyormuş gibi etkisiz yollara sapar, kur daha da şiddetlenir, herkes panikle “Ne oluyor? Nereye gidiyoruz böyle” demeye başlar, sonunda bir gece faiz 3 puan arttırılır. Ne pahasına? Zamanında 1 puan artırımdan uzak durulması pahasına.
Çok uzak değil, henüz bir ay olmadı; Merkez Bankası, bu aybaşında ileriye dönük enflasyon tahminini yükseltirken para politikasında değişiklik yapmamıştı. O toplantıda bunu sormuştum Başkan Çetinkaya’ya; “tahmini yukarı çekerken faiziniz aynı yerde kaldığında görece gevşetmiş olmuyor musunuz?” diye. Aldığım yanıt “yeterince sıkı” idi. Kaldı ki kur da en az yüzde 7 artmış durumdaydı. Şimdi kasım başına göre bir yüzde 5 daha kur artışı var.